Evet bugün size bir aşk hikayesi anlatacağım ama şu güzelim barbunlarla olanını değil daha romantik bir şey...
Dün Sevgili ile evliliğimizin 5. tanışmamızın da 33. yılının kutladık..Ben hem ilk aşkıyla, hemde son aşkıyla evlenen çifte şanslı bir kadınım..Denizin üzerinde başlayan aşkımız, şimdide deniz kenarında devam ediyor..
Today I am going to tell you a love story but not the one with these deliciously fried fishes..Yesterday we celebrated our 5th wedding anniversary as well as the 33. year of the day we first met..I am one of those double lucky women who married her first as well as her last love...
Tam 33 yıl önce zargana gibi ince uzun, bonus kafa bir oğlanın Yalova vapurunda tam 2,5 saat boyunca bir kapı eşiğinden hiç bıkmadan beni kesmesi ile başladı her şey..Her halde bir daha hiç göremem diye düşünürken, bir kaç gün sonra yan yana sitelerde oturduğumuzu fark ettik..Şimdi nasıl oluyor bu işler hiç bilmiyorum ama o zamanlar çıkma teklif edilirdi..Sevgili geldi ve tam olarak ''benimle çıkarmısın?'' diye o önemli soruyu sordu...Yine o zamanlar adettendi hemen evet denmez, ben bir düşüneyim denirdi. 16 yaşındaki Ayşegül'de ''ben bir düşüneyim'' dedi ama ben bir düşüneyim aslında evet anlamına geldiği için 2 tarafta bu soru cevap bölümünden çok memnun ayrıldı..
Yaz sonu olduğu için kısa süre sonra Ayşegül Eskişehir'e, Sevgilisi de İstanbul'a döndü..Şehirlerarası telefonların PTT'den bağlatıldığı, internet, cep telefonu gibi şeylerin ise daha kaşiflerinin gözündeki ışık olduğu bir dönemde geriye kala kala bir tek mektuplaşma kalıyordu..Çılgın bir mektuplaşma dönemi başladı..Her gün mektup yazardım ve neredeyse her gün bir mektup alırdım.. Üniversite sonrası evlenme planlarının yapıldığı ince pelür kağıtlara yazılmış 30 sayfalık mektuplar aldığım çoktur..
Ancak o kış Ayşegül'ün yaşamında çok önemli bir değişiklik oldu..AFS sınavlarını kazandı ve bir sonraki yıl Amerika'ya bir yıllığına okumaya gidecekti...Sevgilisi mektuplarda bu işe sevinmiş gibi görünse de ertesi yaz tekrar bir araya geldiklerinde, havadan sudan bir nedenden Ayşegül'den ayrıldı..Günlerce hasta yattı Ayşegül, ailesi doktorlara götürdü ama bir türlü ne olduğu anlaşılamadı..Geceleri gizli gizli ağlayan Ayşegül, o sıralar tuttuğu günlüğüne ''Bir gün beni terk ettiğin güne lanet edeceksin..'' diye yazdı...Sonra zamanı geldi ve Amerika günleri başladı...
Ertesi yıl Amerika'dan umutlarla dönen Ayşegül, Sevgilisinin başka biriyle çıkmaya başladığını gördü..Gene günlükte yaşlı gözlerle fasiküller doldurdu...Ama hayat devam etti ve kısa bir süre sonra Yalova günleri bitti..Sonrasında aradan geçen 27 yıl boyunca aynı şehirde yaşasalar da, hiç karşılaşmadılar birbirleriyle..Dediğim gibi hayat devam ediyordu ve araya başka insanlar,başka sevgiler girdi ama o ilk aşk ikisi içinde hep adı konulamayan bir yerde kaldı.. Kimi zaman bir yabancının gülüşünde yakalandı, kimi zamanda bir şarkı nın sözlerinde...
Sonrasında Mark Zuckerberg ve arkadaşları sağ olsunlar facebook diye bir şey icat ettiler ve bir sabah internetini açan Ayşegül, ilk sevgilisinden arkadaşlık teklifi geldiğini gördü..Artık zaman değişmişti bir düşüneyimlere yer yoktu ve hemen evet butonunu tıkladı..Bir süre sonra bir kahve içmek için buluştular ve hemen tamda 27 yıl önce kaldıkları yerden devam etmeye başladılar..Ve yine hemen denebilecek bir sürede evlenmeye karar verdiler ve evlenmelerinden bir kaç gün önce Ayşegül 16 yaşında '' bir gün beni terk ettiğin güne lanet edeceksin '' diye başlayan günlüğünü okuması için Sevgilisine verdi..Göz yaşları ile ancak bir kaç sayfa okuyabildi Sevgili, sonrasını okuyamadı..Sonrası mı? Sonrası şimdi yaşanıyor işte..
Son bir detay olarak 30 küsür yıl önce Sevgilinin beni neden terk ettiğini merak edenlere...Amerika'ya gidince onu unutup, başka birini bulursam korkusu...Hayat mucizelerle dolu değil mi??
Bu arada fotoğraflar ne alaka demeyin..Bu konuya ne fotoğraf koyayım bilemedim onun için dün gittiğimiz bu civarlarda en sevdiğimiz balık lokantalarından biri olan Selimiye'deki Sardunya'dan geliyor konu fotoğrafları...
We met 33 years ago on a boat trip..We were each others very first love and I was 16 at that time.We were spending the summers at a small costal town near İstanbul where both our parents had beach houses..During winters we were living in different cities and we wrote letter after letter to each other in a time where there were no internet and cell phones...We were dreaming of getting married after university..
On my junior year at high school, I won a scholarship to finish my senior year at USA..He broke up with me just before my departure..It was such a huge heartbreak, and very difficult to describe..After completed my year in USA, I found him dating with another girl when I came back to Turkey...So we went to our seperate ways and although we lived in the same city afterwards we never saw each other for 27 years..Of course there were other people and loves in our lives but the memory of that first love always remained some where deep down and surfaced from time to time in a strangers smile or in the touching lyrics of a love song..
Then Mark Zuckenberg and friends invented something called facebook and after 27 years we became friends again on facebook..Then we met for a cup of coffee and continued our relations just where we left years ago.. And then in couple shorts months we got married..And now we are happilly living the rest of our story...
Well, as for the photos; I didnt know what pictures to use on this post..So instead I used some photos from our anniversary lunch at one of our favorite restaurants Selimiye - Sardunya...