Wednesday, August 31, 2016

Sonbahar'a doğru..

Öğle sıcaklarında hala klimasız pek oturamasak da, sonbaharın geliyorum diyen ayak sesleri özellikle sabah erken saatlerde iyice duyulmaya başladı Datça'da.. Baktım bir kaç gecedir sabaha karşı daha önce nerede bıraktığımızı bilmediğimiz pike için sen alıncan,ben alıcam kavgası yapmaya başlamışız Sevgili ile..Güneş doğar doğmaz gene atıyoruz zavallıyı bir kenara tabii.. 


Madem artık pikelerin zamanı geldi, son dönem ki favorimi serdim hemen.. Bir süredir hem buradan hemde instagramda ki hesabımdan artık evimde daha çok bizden, bizi anlatan, bizlerin el emeği, göz nuru ürünleri  kullanmak istediğimi yazıp duruyorum..Hele o bizim dokumalarımız, öz be öz kilimlerimiz, halılarımız yok mu dünyalara bedel.. Tüm dünya da bunun farkında ama biz hala çoğu Çin malı  pembeli, çizgili vs şeylere bayılıyoruz.. Her neyse bu çok derin bir konu, belki başka zaman daha uzun uzun yazarım..


 İşte yatak odasındaki bu yeni görünüm benim bu dileğimin biraz şekillenmiş hali..Dekorasyonda kullandığım ana ürünlerin çoğu bizden.. Yatak örtüsü veya pike olarak kullanabileceğiniz yumuşacık, sıcacık örtü bizim tezgahlarda dokunmuş.. Benim bu dokuma aşkımı paylaşan hemen yanıbaşımda Datça'da bulunan harika bir dükkandan- Oda Sanat.. Datça'ya yolunuz düştüğünde mutlaka uğramanız gereken bir dükkan.. Her türlü dokuma kumaştan yapılmış kıyafetler ve ev tekstili ürünleri arasında kendinizi kaybedeceğinizin garantisini verebilirim.. Datça'ya yolu düşmeyecekler de buradan internet sitelerine ulaşabilirler..

Yatağın üzerindeki iki adet kilim yastık ise yine son dönemde tanımaktan çok mutlu olduğum Seçil Özelmas'a ait.. Seçil hanım bizim motiflerimizle harika kilimler tasarlıyor.. Tamamen doğal boyalar ve yünlerle üretilen bu yastıklar ve kilimlerle aşk yaşamamak imkansız.. Internet sitesini buradan incelemenizi şiddetle öneririm..

Biraz da Seçil hanımdan öğrendiklerimi yazmam gerekirse yastıklardan birinin ve bardağın üzerinde gördüğünüz karanfil motifi bağlılık ve mutluluk sembolü, cenneti ve dünyevi güzellikleri simgeliyor, doğayı ve doğurganlığı vurguluyor..Mutluluğun ve saf aşkın ifadesi..

Diğer yastıkta görülen el motifinin ise kem gözlerden koruduğuna inanılıyor.. Verimlilik ve iyi şansın sembolü.. 


Wednesday, August 24, 2016

PVC pencereler de boyandı..

2016 yazı sanırım blogger lık hayatımın en tembel yazı oldu.. Gerçekten çok sıcak bir yaz geçirdik ve Eylül'e yaklaştığımız şu günlerde bile hala öğle saatlerinden akşama kadar klima altında oturuyoruz.. Gerçekten çok bunalttı bu yaz sıcakları beni.. Şu sıralar aklımda yine bir sürü proje özlemle sonbahara girmemizi, havaların birazcıkta olsa serinlemesini bekliyorum.. Ama havalar sıcak olsa da Sevgili ile beraber çok uzun zamandır aklımızda olan bir şeyi denemek fırsatı bulduk ve en sonda kahverengi halini görebileceğiniz şu pimapen pencereleri beyaza boyadık..


Çok eskiden National Geography dergisinde ''blond anxiety'' yani sarışın olma kaygısı diye çevirebileceğimiz bir şey okumuştum.. Saçlarına güneşten açılmış gibi sarışın bir gölge vermekle başlayan saçları sarıya boyama serüveninin kimi kadınlar için kısa sürede, yeteri kadar sarışın olamadım diyerek civciv sarısı hallerine geçişi anlatan bir terimdi.. Kuaförlerimizin de bu konuda ellerinden geleni esirgemediğini de unutmamak lazım tabii.. Her neyse saçımı hiç sarıya boyatmadım ama ev konusuna gelirsek bende uzun süredir 'white anxiety' yeteri kadar beyazlayamama kaygısına kapıldığıma eminim.. İşte sanırım bu nedenden o kahverengi pimapenler beni bayağı ciddi anlamda rahatsız ediyordu..


Plastik boyamayı denemek için bir sürü boya not almıştım ama sonunda şu ana kadar denediğimiz en kuvvetli astar boya ile ufak bir deneme yapalım dedik ve mutfak seramiklerini boyamada çok başarılı sonuç veren boyalarla  sıcağa aldırmadan Sevgili işe koyuldu..


Bu tarz boyama işlerinde fotoğraflarda da göreceğiniz gibi özenli bir şekilde boya taşmaması gereken yerleri bantlamak çok önemli.. Çoğu zaman sıkıcı bir iş olabiliyor ama iyi sonuç almak için o sıkıntıya girmeye kesinlikle değer.. İstediğimiz sonuca ulaşmak için 2 kat astar boyadan sonra, 3 katta beyaz boya atmak yetti.. Kullandığımız boyaların detayına seramik boyama ile ilgili yazdığım buradaki yazıdan ulaşabilirsiniz.. Mutfak seramiklerini artık neredeyse 2 yıldır hiç bir sorunla karşılaşmadan kullandığım için bu boyayı orada gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim ama pvc'deki dayanıklılık sonuçlarını size ancak bir süre sonra verebilirim.. Bu arada bu pencereler balkonda olduğu için şimdilik sadece dışa bakan kısımlarını, oturduğumuz sitenin düzenini bozmamak için beyaza boyadık ama iç kısımlara bakanları turkuaz ya da maviye boyamak gibi planlarım da yok değil hani :))


Ve son bir ipucu: Bu sıcak ve rüzgarlı günlerde boya çabuk kuruduğu için tüm boyama işlerini bir güne sıkıştırabilirsiniz ama sonra bantları çıkarmak için bırakın boya 3-4 gün kurusun iyice sertleşsin ki bantları çıkartırken, boyadığınız yerleri de kaldırmayın.. Hatta bantları kaldırırken bir maket bıçağı yardımı ile bantı kesebilirseniz çok daha iyi sonuç alırsınız..

Ve son fotoğrafta da boyanmadan önceki hali...