Thursday, March 24, 2016

Nisan geliyor..

Her yıl Nisan ayı yaklaşırken ayrı bir heyecanlanıyor, ayrı bir mutlu oluyorum.. Çünkü günden güne ısınan havalar bizi artık dışarılara çağırıyor ve yavaş yavaş küçük balkonumuzu düzenlemeye başlıyoruz...

Dün blog yazımda da yazdığım gibi Datça'da feci bir fırtına vardı, neredeyse kafamızı kapıdan dışarı çıkartamadım.. Ama klasik Datça havası bu sabahta şıkır şıkır harika bir havaya uyandık.. Baktım sevgili balkona çıkmış hava da mis bende oraya hazırladım kahvaltıyı..Sonra da neredeyse bu saatlere kadar orada oturduk.. Tabii bir iki kare fotoğraf çekmeden de olmazdı..  


Daha yapılacak tonla iş var balkonda.. Öncelikle kışın yaktığımız odunların kalkması lazım,sonra çiçeklerin yenilenmesi gerek ki en sevdiğim kısmı o bu balkonu açma olayının.. Bayılıyorum yeni yeni çiçekler ekmeye, geçen yıldan kalanların bakımlarını yapmaya.. Bu yıl daha önce de yazdığım gibi bu balkona eski bir ahşap masa aldık, sonra da yine ikinci el beyaz bambu sandalyeler..  Geçen yılki halinden bayağı farklı olacak bu yıl anlayacağınız.. Çiçekleri böcekleri iyice yerleşsin hemen size uzun uzun fotoğraflarım... 



As April is quickly approaching, outdoors are starting to call us. Yesterday there was a pretty heavy storm but today its all sun shine and calmness.. So we are slowly starting to open our balcony.. We still have tons of stuff to do there before it is ready but I love every step of it.. Especially planting new flowers part..




Wednesday, March 23, 2016

Poz poz Ares...

Bugün hava çok rüzgarlı Datça'da.. Kısacık bir süreliğine bile dışarı çıksanız anında serseme çeviriyor insanı.. Böyle havalarda bizim tüylü çocuklarda tam kadro evde oluyorlar.. Büyük ablalar Hera ve Hestia'dan yana bir sorun yok.. Çekiliyorlar kendi köşelerine neredeyse bütün gün uyukluyorlar.. Ama en küçüğümüz benim pamuk prensim Ares normalde sokakta attığı enerjisini evde atmaya kalkınca çok eğleniyoruz.. Önce tek tek hepimize sataşıyor, o işten sıkılınca da garip garip sesler çıkartıp defalarca üst kata ve alt kat arasında depar atıyor..Çok eğlendiriyor bizi anlayacağınız..


Sonra baktım yoruldu, normalde uyumayı sevdiği koltuğun üstüne çıktı.. İşte uykuya geçmeden önceki son 2-3 dakika Ares'in en güzel fotoğraflarını çektiğim zamanlar oluyor.. Hatta şöyle üstteki gibi bir Türk sineması jön erkek oyuncu pozu bile verdi:))

Ares bizim ikinci kedimiz.. İlk kedimiz Hestia'yı yaklaşık 4-5 aylıkken sokaktan almıştık.. Çok zor günler geçirmişti ve ilk bir kaç yıl hep yabani bir kedi olarak kaldı.. Ne oyun oynamayı biliyordu, ne de doğru dürüst kendini sevdirmeyi.. Aslında şimdi normal bir kedi nasıl olur o da Ares'e bakarak öğreniyor.. Neredeyse 5 yaşına geliyor ve geçen gün ilk defa bir oyuncak ile oynadığını gördüm.. 


Ares'i ise geçen yıl Haziran ayında yaklaşık bir aylıkken annesi getirip bizim kapıya bıraktı, sonrasında ne yaptıysak ta kabul etmedi geri almadı benim minik oğlumu..O zaman çok üzülmüştüm ama şimdi iyi olmuş diyorum..Bizim hayatımıza inanılmaz bir neşe ve enerji kattı..



Ben aslında hayatımın bundan önceki döneminde hep köpek sever bir insan oldum.. Ancak çalışma hayatının içinde apartman katında köpek bakmak çok zor olduğu için köpeğim Şiba öldükten sonra başka köpek almadım, dolayısıyla da uzunca bir süre hayatımda hiç evcil hayvan olmadı.. Ama Ares'le yaşamaya başladıktan sonra şimdi o yıllarım için üzülür oldum.. Bir köpeğin bakımı çalışan, tek başına yaşayan bir kadın için oldukça zorken, kedi için durum hiçte öyle değilmiş.. Keşke kedim, kedilerim olsaymış o yıllar.. Ama hiç bir şey için geç değil tabii..


Onunla beraber geçirdiğimiz en keyifli saatler ise geceleri uykuya almadan hemen önce.. Genellikle ben yattıktan hemen sonra hoplayıp yatağa benim yanıma gelir ve biraz kendini sevdirdikten sonra patisini elime verir ve biz el ele yada pati patiye uykuya dalarız.. Sonra gidip kendi yatağında uyuyor ama sokakta bir şeylere takılıp kalmadıysa her gece mutlaka böyle 15-20 dakikalık özel bir zamanımız var.. İyi ki hepsi hayatımız da varlar.. 

Seviyorum oğlumu ne yapayım :)) 






Thursday, March 10, 2016

Tabak yenileme..

Yine süper kolay bir yenileme projesi ile merhabalar.. Malum önümüz yaz ve masalarda balık formlu tabaklar kullanmak çok moda.. Bende bir süredir turkuaz renkli tabaklar arıyordum.. Bir kaç tane buldum ama istediğim büyüklükte bir türlü bulamamıştım.. Sonra annemin bu balık tabakları aklıma geldi.. Yanlış hatırlamıyorsam 30- 35 yıl önce Kıbrıs'tan getirip satarlardı bunları, dolayısıyla benzerleri sizin çevrenizde birilerinde de olabilir.. Olmazsa başka düz cam tabakları da istediğiniz renklere boyayabilirsiniz.. Hatta dekopaj yapıp istediğiniz desende tabaklara da sahip olabilirsiniz.. 


Kullandığım boya Folkart'ın enamel boyalarından.. Bu boyanın özelliği 21 gün sonra ya da 175 derece de 30 dakika fırınlandığında sabitleşmesi.. Daha önce bardak boyamıştım ve boya sabitleştikten sonra bulaşık makinesinin üst gözünde rahatlıkla yıkanabiliyor.. 

Tabağın altına pon pon süngerle sadece iki kat boya sürdüm ve işte hep istediğim turkuaz balık formlu tabaklarım hazır.. Ayrıca sadece alt kısmını boyadığım için gıda ile hiç teması olmayacak ve kullanımında her hangi bir tehlike de yok..


Another very easy diy project.. I was looking for turquoise colored fish shaped plates for a while but couldnt succeed.. So I painted this old glass plates with enamel paint.. Enamel paint is quite good on glass as the paint get fixed if you wait 21 days or bake for 30 minutes in the oven at 175 degrees.. As I only painted under the plate, its also quite safe to use it with food..

Sunday, March 6, 2016

Dünden kalan...


Dünden kalan kahvaltı fotoğrafları ile yepyeni bir haftaya başlarken günaydın demek istedim sizlere.. Bu sabah kahvaltıda ne var derseniz biraz yulaf ezmesi biraz da meyve..

Keyifle, mutlulukla, huzurla geçsin yeni haftamız..





Thursday, March 3, 2016

En kolay dolap yenileme bu yenileme...

Bu sıralar çok çalışkan bir blogger oldum.. Dün bir yazı, bugün bir tane daha, eğer fotoğraflarını çekebilirsem yarına bir tane daha gelebilir.. Başıma taş mı yağacak ne :))

Bu sefer ki çok kolay bir dolap yenileme.. Aşağıdaki dolabı İstanbul'daki evimizin çalışma odası için İkea'dan ham olarak almış sonra da üzerine yanlış hatırlamıyorsam iki kat beyaz cila atmıştım.. Datça'ya getirdiğimizden beri de sürekli kafamda olan bir proje.. Cilalı haliyle çok ruhsuz ruhsuz bizim yatak odasının bir köşesinde duruyordu..Turkuaza boyamayı düşündüm, çok gösterişli kulplar takmayı düşündüm, dekopaj yapmayı düşündüm ama sonuçta hiç biri tam olarak kafama yatmadı..


Sonunda geçenlerde bir gün kafamda bir ampül yandı ve koştur koştur duvar stickerları yani duvara yapıştırılabilecek çıkartmalardan aramaya başladım.. BC Home sitesinde bu sticker çeşitlerinden çok fazla var ve benimkiler de oradan.. Bir set yazılı olanlardan aldım bir kaç sette başka yerlerde kullanmak için çeşitli boyda yıldızlar ve balıklar aldım..


Bu sticker bir poster büyüklüğünde geldi.. Ben o haliyle kullanamayacağım için öncelikle kelimeleri tek tek kestim.. Sonra arkadaki beyaz kalın kağıdı çıkartıyorsunuz.. Bu aşamada harflerin şeffaf yapışkan kısımda kalması çok önemli.. Eğer benim ilk kelimede yaptığım gibi harfleri çıkartırsanız sonra düzgün yapıştırmak için çok zorlanabilirsiniz.. Daha sonra şeffaf kısımla beraber kelimeleri istediğim yerlere yapıştırdım.. Sıkı sıkı yapışmaları için üzerlerinden sertçe bir bez yardımı ile geçtim.. Daha sonra şeffaf kağıdı harflerin üzerinden çekmek gerekiyor.. Bu aşamayı da yavaş yavaş ve sabırla yapmalısınız ki, harfler dolaba yapışıp kalsın, şeffaf kağıtla beraber kalkmasın... Bu aşamalar biraz dikkat istemekle beraber hepi topu her şey yarım saat kadar sürdü.. Sonra biraz boş kaldığını düşündüğüm yerlere de iki tane yine aynı sticker lardan yıldız yapıştırdım.. Şimdi sevgili eşim o aşağıdaki çirkin beyaz ayakları da büyük siyah tekerleklerle değiştirecek işte o zaman bence tam dört dörtlük olacak.. Ama ben tabii tekerleklerin takılmasını bekleyemeden sizle paylaştım bu yeni projeyi.. Ben sonuçtan çok memnunum, bilmem siz ne düşünüyorsunuz bu süper kolay dolap yenileme hakkında...



A very easy make over to this dull colored old İkea chest.. Here I used wall stickers to give a bit of touch and some character to this old thing.. Its very easy to do and I am very much pleased with the outcome.. As a next step hubby will change those ugly white plastic legs with small black wheels.. Then I think it will look just great...


Wednesday, March 2, 2016

Balık balık...

Geçen haftayı neredeyse tamamen yatarak geçirdim.. Kansızlığım yine tepe noktayı vurunca bana yatmak, anneme ve sevgiliye de, besiye çekilen kazlar gibi beni beslemek düştü.. Elimde kitap, yanımdaki sehpanın üzeri yiyecek içecek dolu, televizyon karşısındaki koltukta pinekledim durdum tüm hafta boyu.. Kalkıp bir şeyler yapmak istesem de, hiç halim olmadığı için yapamadım.. Ama tabii kafamda hep planlar planlar.. Bu hafta şükür çok daha iyiyim.. Yavaş yavaş kanlanmaya başladıkça kalkıp dolaşmaya, kafamdakileri yapmaya başladım.. 


Hasta yattığım günler havalar çok güzeldi ve daha öncesinde piknik yapmayı planlamıştık ama tabii olmadı.. Onu telafi etmek için dün akşam sofrayı erkenden kurdum.. Yatarken kafamda hep mavili turkuazlı fotoğraflar çekmek hayali vardı.. Artık yaz aylarını ve renklerini iyice özledim sanırım.. İşte dün akşamda buram buram yaz kokan bir sofra kurdum.. Menüde de tahmin edebileceğiniz gibi balık salata vardı.  Seviyorum güzel özenli sofralar kurmayı..  Hep diyorum ya böyle güzel sofralar olunca alel acele yemek yiyip kalkmak yerine uzun uzun sohbetler ediyoruz, ileriye dönük bol bol hayaller kuruyoruz..

 Burada kullandığım tabaklar İstanbul'da yaşadığım yıllarda neredeyse her ay bir kere ziyaret ettiğim Euroflora'nın internet satış sitesi Herdekora'dan Buradan ulaşabilirsiniz.. Fotoğraflar tam hakkını veremedi ama özellikle turkuazın rengi bir harika... Bu arada istediğim boyutlarda başka turkuaz balık tabaklar bulamayınca, yine hasta yattığım günlerde bir takım projeler geliştirdim tabii.. Bir tür madem istediğini bulamadın, otur da kendin yap projesi.. Daha henüz boyama halindeler ama bende sonucu merakla bekliyorum ve söz hemen sizle paylaşacağım..




Tabii ben fotoğraf çekerken birileri birileri işe karışmasa olmaz.. Bu sefer benim pamuk oğlum Ares poz verdi sizler için..

Mutlu akşamlar bizden size...