Sunday, July 26, 2015

Tembel Blogcu- Lazy Blogger

Havalar 30 dereceyi aşınca benim pilim bitiyor.. Sabah saatleri biraz idare ediyorum ama öğleden sonraları kolumu kaldıracak halim olmuyor..  Aslında yapmak istediğim bir sürü, şey, yazmak istediğim bir sürü post var ama bu sıcaklarda fotoğraf çekmeyi hiç sevmiyorum.. İşte buda beni yaz aylarının tembel blogcusu yapıyor..


Sabah saatleri genellikle evi toparlamak, bol bol denize girmek ve yemekleri ayarlamakla geçiyor.. Öğleden sonraları uyku ve kitap okuma.. Bol bol okuyorum, okuduklarımdan esinleniyorum, defterlerimi notlarla, fikirlerle dolduruyorum ve harekete geçmek için kış aylarını bekliyorum..Daha şimdiden boyamak için kendime bir kaç kurban belirledim bile..




Her şeye rağmen yine de çok fazla ara vermek istemedim ve size kahvaltı masasından günaydın demek istedim.. Bu sıralar Sevgili arkadaşları ile bisiklete başladı. Onlar sabah kahvaltısına Datça'ya gidiyorlar.. Bende tek başıma kalınca ufak bir kahvaltı hazırlıyorum kendime ve en sevdiğim şeylerden birini yaparak kitabımla baş başa kahvaltı ediyorum..

Kocaman sevgiler yolluyorum buralardan size..


I have to admit that I stop functioning properly as soon as the tempratures hit 30 degrees.. I dont like hot weathers.. This is also effecting heavly my will to write on my blog as I really dont like setting the background for a decent photo shoot on these hot days..

But I am reading a lot, taking tons of notes and making lots of to do lists for winter months.. 

This morning I took couple photos from my solo breakfast. Everyday hubby is riding with his friends to Datca for breakfast so most of the days I am having my breakfast with a best friend - a book..



11 comments:

  1. Günaydın! Harika paylaşımlarınızla güne haftaya başlamak çok güzel. Verimli , mutlu geçsin haftamız 😊 👍 ❤

    ReplyDelete
  2. Yalnız bile olsan kendine duyduğun saygıya hayran oldum !
    Bu ara birbirimize çok ihtiyacımız var , hayatı güzelleştiren kadınları seviyorum !

    ReplyDelete
  3. Senin fotoğrafların doğal antidepresan gibi, ışıl ışıl böyle huzur dolu. İyi ki varsın!
    Sevgiler...

    ReplyDelete
  4. Bayılıyorummm resimlerinize , samimiyetinize..
    Şehrin göbeğinde yaşayan ve hergün trafikte bunalan biri için günlük planınız öyle özenilesi ki... Ben de sahil kenarı bir ev istiyorummm :))
    Belki olur ama neden olmasın değil mi ? Ben de SAHİLDEKİ GRİ LADY olarak değiştiririm ismimi... Bence harika oldu bile :))
    Bu hayalleri kurmamım bir sebebi de sizsiniz biliyorsunuz dimii ? Kocaman sevgilerimle...

    ReplyDelete
    Replies
    1. En kısa sürede hayallerinizin en güzeline kavuşmanız dileği ile sevgili Sahildeki Gri Lady :)) Sevgiler

      Delete
  5. begonvilla'dan selamlar :) bizde sizin gibi istanbul'dan kaçıp Didim'e yerleştik bahçeli müstakil ev aşkıyla çok şükür istediğim hayatı yaşıyorum burada. Blogunuzu son posttan ilk posta kadar okudum çoğunda kendimi buldum. 32 yaşındayım arkadaşlarımız şaşırıyor ne cesaret diye ama imkanı varsa insan mecbur olduğu hayatı yaşamamalı ;) eviniz ve yaptığınız şeyler bana çok ilham veriyor evimi istanbul renklerinden kurtarıp Güney Ege havasına sokmaya çalışıyorum işin en keyifli kısmı kendin bişeyler yapmak. Hayatınızda mutluluklar Didim'den sevgiler

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ne güzel bir şey yapmışsınız hemde bu yaşta.. Siz bizden de şanslısınız.. Her anını, her dakikasını keyfini çıkara çıkara yaşayın yeni hayatınızın..Sevgiler Datça'dan

      Delete
  6. Samimiyetiniz için teşekkürler blogunuzu severek takip ediyorum...

    ReplyDelete