Wednesday, March 2, 2016

Balık balık...

Geçen haftayı neredeyse tamamen yatarak geçirdim.. Kansızlığım yine tepe noktayı vurunca bana yatmak, anneme ve sevgiliye de, besiye çekilen kazlar gibi beni beslemek düştü.. Elimde kitap, yanımdaki sehpanın üzeri yiyecek içecek dolu, televizyon karşısındaki koltukta pinekledim durdum tüm hafta boyu.. Kalkıp bir şeyler yapmak istesem de, hiç halim olmadığı için yapamadım.. Ama tabii kafamda hep planlar planlar.. Bu hafta şükür çok daha iyiyim.. Yavaş yavaş kanlanmaya başladıkça kalkıp dolaşmaya, kafamdakileri yapmaya başladım.. 


Hasta yattığım günler havalar çok güzeldi ve daha öncesinde piknik yapmayı planlamıştık ama tabii olmadı.. Onu telafi etmek için dün akşam sofrayı erkenden kurdum.. Yatarken kafamda hep mavili turkuazlı fotoğraflar çekmek hayali vardı.. Artık yaz aylarını ve renklerini iyice özledim sanırım.. İşte dün akşamda buram buram yaz kokan bir sofra kurdum.. Menüde de tahmin edebileceğiniz gibi balık salata vardı.  Seviyorum güzel özenli sofralar kurmayı..  Hep diyorum ya böyle güzel sofralar olunca alel acele yemek yiyip kalkmak yerine uzun uzun sohbetler ediyoruz, ileriye dönük bol bol hayaller kuruyoruz..

 Burada kullandığım tabaklar İstanbul'da yaşadığım yıllarda neredeyse her ay bir kere ziyaret ettiğim Euroflora'nın internet satış sitesi Herdekora'dan Buradan ulaşabilirsiniz.. Fotoğraflar tam hakkını veremedi ama özellikle turkuazın rengi bir harika... Bu arada istediğim boyutlarda başka turkuaz balık tabaklar bulamayınca, yine hasta yattığım günlerde bir takım projeler geliştirdim tabii.. Bir tür madem istediğini bulamadın, otur da kendin yap projesi.. Daha henüz boyama halindeler ama bende sonucu merakla bekliyorum ve söz hemen sizle paylaşacağım..




Tabii ben fotoğraf çekerken birileri birileri işe karışmasa olmaz.. Bu sefer benim pamuk oğlum Ares poz verdi sizler için..

Mutlu akşamlar bizden size...


9 comments:

  1. Sevgili Ayşegül Hanım,

    Öncelikle geçmiş olsun. Lisedeyken sizin sıkıntılarınızı bende çekerdim. Herkes şarkılardaki gibi ben her bahar aşık olurum derken ben en az bir hafta kansızlıktan hasta yatardım. Hızlı ateşte pişmiş ve zeytinyağı ile limonla tatlandırılmış dalak ve de avuç avuç siyah kuru üzüm yedirirlerdi. Sizi gözümüzden sakınırız acaba nazarlara mı geldiniz. Fazla uzatmadan sofranız tek kelime ile harika ve de çok sevdiğim turkuaz rengi ile tam benlik. Sadece gözümüzü değil ruhumuzu da yıkıyor. Kadehler çok güzel ve özel, doğaldır ki siz de bizim için özelsiniz. Melekler sizi ve ailenizi korusun. Ankara'dan kucak dolusu sevgiler.

    ReplyDelete
  2. Geçmiş olsun. BacktoBodrum evin'de ikimiz hastalandık. İyiki Şubatı geride bıraktık.

    ReplyDelete
  3. Çok büyük geçmiş olsun. Kansızlığın çaresini ben kirmizı et ve yeşilliği bir arada yiyerek buldum... Eminim siz daha farklı yöntemlerde biliyorsunuzdur.... Ben de bayılıyorum beyaza maviye turkuaza en az sizin kadar. Hatta denizi olmayan bir yerde oturmama rağmen salonumu mavi beyaz döşedim.Ne mutlu ki siz hayal ettiginiz yerde yaşiyorsunuz. Darısi bana diyeyim o zaman.Ben ve eşimin hayali Kaş... Bakalım hayat ne gösterecek. Mutlu günler acil şifalar.

    ReplyDelete
  4. Çok geçmiş olsun Ayşegül !
    Her ne kadar zorunluluktan olsa da yatmaktan sıkıldığını tahmin edebiliyorum. Acele etme iyice toparlan nasıl olsa bizde plan proje bitmez!

    ReplyDelete
  5. Ares çok yakışmış oraya :) Geçmişler olsun

    ReplyDelete
  6. Geçmiş olsun Ayşegül Hanım. Fotoğraflara göz atınca ''Ooo, yaz kokusu geldi burnuma'' dedim. Ellerinize sağlık.

    ReplyDelete
  7. Çok geçmiş olsun! Bahar artık evinize geldi. Biz hala bekliyoruz :)

    ReplyDelete
  8. Çok geçmiş olsun! Sofraya, renklere bayıldım.. Yazı ve Datça'yı çok özlemişim.. Bu arada kadehler ve sürahi nereden diye sormak istedim size.. Sevgiler..

    ReplyDelete
    Replies
    1. Onlar da euroflora'dan ama neredeyse 20 yıl önce almıştım...

      Delete