Yıllar geçtikçe, büyüdükçe beğenilerimiz ne kadar çok değişiyor değil mi? Doğru düzgün para kazanmaya başladıktan sonra ilk evimi siyah dolaplar, siyah üçlü bir kanape, siyah ayaklı cam masa ve sehpaların arasına tek bir kırmızı koltuk koyarak dekore etmiştim. O sırada aslında neredeyse hiç eşyam olmadığı için her şeyi sıfırdan yapmak çok kolay olmuştu.Aksesuarlar biraz daha renklenerek bu eşyalar beni uzun yıllar idare etti..
Sonra kendi evimi satın aldığımda daha doğal bir şeyler istedim. Bu kez ahşap masa ve sehpalara sarı ve bordolu koltuklar eşlik etti. Daha sonra evlenirken koltukların kumaşı açık mavi ve bejlere dönüştü..
Datça'ya taşındığımızda ise bembeyaz bir ev hayal ettik, ama yeni mobilyalar almadan, kendimiz yapalım istedik. Geçen kış önce evin kahverengi kapılarını beyaza boyamakla başladık. Yapı marketlerde Amerikan kapı boyası satılıyor ve harika sonuç veriyor, bilginize. Daha sonra büyük balkonun kahverengi pergolası beyaz oldu. Elimizde biraz boya kalmıştı, onunla da bir kaç dolap beyaza döndü. Boya yapmak biraz da alışkanlık yapan bir şey, bir başladınız mı duramıyorsunuz.
Geçtiğimiz yaz başından beride salonda duran kahverengi yemek masamız gözüme çok kötü bakmaya başlamıştı. İlk çare o kahverengi masa yukarı bir odaya taşındı, ilk furyada beyaza boyanmış çalışma masası salona indi. Sandalyeleri beyaza boyayayım diyordum ama sonra aklıma bu mavi düştü. Bence fena da olmadı. Ama hiç belli olmaz önümüzdeki aylarda her an beyaza dönüşebilir...
Bu arada bu kış için yine muhtelif boya planlarımız var. Aslında en büyük proje evdeki ahşap zeminleri beyaza boyamak ama onu şimdilik pek gözümüz yemiyor. Onun yerine bu sıralar çeşitli boya sökücülerle büyük masif sehpamızın rengini açmaya çalışıyorum. Sonuç başarılı olmazsa onun da akıbeti beyaza boyanmak olacak...
Herkese Datça'dan sevgiler...
çok hoşşş çokkk...:)
ReplyDeletesayfanız...
görselleriniz...
samimi sıcacık anlatımınız...
bayıldımm.
takipçinizim müsadeniz ile.
bende beklerim bir kahve içimliği..:)
sevgiler antalya,dan...