Friday, January 25, 2013

Beyaz koltuk ikilemi..

Bu aslında tüm köpek sahiplerinin çok iyi bildiği kış zamanı geçen süper tatlı bir korku filmi karesidir....Hayır bu bizim Hera'nın resmi değil ama onun da kimbilir böyle kaç kez evin kapısında beliriverdiğini ancak Tanrı bilir..


Bu fotoğraftan ve yazının başlığından sanırım konuyu nereye getirmek istediğimi anlamışsınızdır. Evet evdeki bütün koltuklarıma  bembeyaz kılıflar diktirtmek istiyorum ama bu evin biri kedi, biri de köpek cinsinden iki de dört ayaklı sakini var ve şehirde apartman hayatı sürdüren cinslerinin tersine yaz kış eve istedikleri kadar girip çıktıkları serseri bir hayatları da var. Evde ise yatmalarının yasak olduğu tek yer bizim yatağımız....

Aslında bu işin çalışmalarına geçen kıştan başladım. İlk önce çoluk çocuk, üç beş kedi köpek bembeyaz koltukları ile mutlu mesut ve tertemiz yaşayan İskandinav ülkelerinin blogcularını taciz etmeye başladım.Çoğu zor oluyor ama idare ediyoruz diye cevap verdi, bir tanesi sen fotoğraflara çok aldanma, durum berbat bir daha asla yaptırmam dedi. Bir tanesi de ne varki bunda bizim çocuklar sorumluluklarını bilirler, köpeğimiz de çok iyi davranışlıdır, asla koltuklara çıkmaz diye cevap verdi.

Şimdi, ufacık çocukları ile dünya turuna çıkan yabancılar ve tek çocukla evin yanındaki  alışveriş merkezine gidip perişan olan bizim Türk ailelerinin karşılaştırmalarını çok okumuşsunuzdur. Genellikle böyle bir yazının altında annelerin ( babalar nedense bu tartışmalara pek karışmaz) %50'den fazlası hemen savunmaya geçerek ama benimki öyle değil, bizde şuraya şuraya tatile gittik bizimki çok usluydu diye yorum atar. Çocuğu olmayan ben, bizim çocukların yaramaz olduğu tespitine kesinlikle katılsam da, bu tartışmalara asla katılmayıp ağzımı kapalı tutmayı çok iyi bilir ama bu savunmacı annelere de kıs kıs bıyık altından gülmekten de geri kalmam..

Durum böyle iken, bembeyaz koltukları, çocukları ve köpeği ile mutlu mesut yaşayan İsveç'ten o meşum kadın bana bizim çocuklar sorumluluklarını bilir, köpeğimizde çok iyi davranışlıdır diye yazınca, kendimi bir anda başka bir boyutta ve çocuklar tamamda, ne şimdi bizim köpeğimiz çok mu kötü davranışlı diye  savunmaya geçmiş ve upuzun bir yorum yazarken buldum. Neyse çok uzun zamandır günlük tutmanın faydası yazıp yazıp, sinirimi boşalttıktan sonra yorumumu göndermedim ama kendisinin hiç haberi olmasa da hala sinir olurum o kadına :))

Bütün bu bilimsel (!) araştırmalarımın sonucunda ilk olarak geçen kış evdeki ikinci televizyonun durduğu odadaki, misafir  geldiği zaman kullandığımız açılır kapanır kanapeye bej bir kılıf diktirttim. Bizimkiler normal şartlar altında ( yani biz etraftayken)  birer küçük melektir. Kedi-Hestia'nın aşağıdaki fotoğraflar istisna olsa da koltuklarla pek işi yoktur. O balkondaki hasır koltukların, beyaz minderlerinin müdavimidir, onun için onların üzerine sık sık yıkanan peştemaller serilir. Köpek Hera'nın ise bizden izin almadan koltuklara çıktığı görülmemiştir..Bu izin alma işini de biz ona öğretmedik, nasılsa kendisi geliştirdi. Gelir kafasını koltuğun kenarına dayar, o güzelim gözleri ile sanki koltuğa almazsanız ölecek gibi size bakar ve ne kadar dayansanız da sonunda pes eder hadi gel bakalım dersiniz..Ama dediğim gibi bunlar normal şartlar altında olanlar, biz evde olmadığımız zamanlar ise tüm kuralları rafa kaldırmayı tercih ediyorlar.


İşte geçen kış bu kılıfı diktirttikten sonra işi gücü bırakmış ve koltuğu korumak adına Hera'nın ne yaptığını takip ettiğim bir sırada ne yaptı ne etti biz görmeden yağmurlu bir havada eve girip, sere serpe üzerine yatmayı becerdi. Gözlerinle gördün mü deseniz, hayır ama geride bıraktığı izler katilin kim olduğunu net bir şekilde anlatıyordu. Ama Allahtan o zamandan beri o koltuğa hiç ilgi göstermiyor..



İşte tüm bunlardan sonra, önümüzdeki hafta, yaa bizim elin İsveçlisinden ne eksiğimiz var, kedimizde köpeğimizde pek bir iyi huyludur diyerek, beyaz kumaş siparişini veriyorum. Kimbilir belki üzerine böyle bir yastıkta koyabilirim..


Datça'dan herkese sevgiler...

ilk ve son fotoğraf pinterest'den...

14 comments:

  1. Çok tatlı bloğunuz var.Begonvilliev'den geldim.Geçen sefer kayıt yapamamıştım.Şimdi açılınca hemen yaptım.Ben wordpress.com dayım.Datça'ya,ne zaman Ege turu yapsak bir günde olsa o uca kadar gelir döneriz.Ben de Bulterier var.Aslında oğlumun ama bir senedir benim gibi bir şey oldu.Çok hareketli ve çok oyun isteyen bir köpek.Evde her şey çift kılıf.Ben artık üst üste seriyorum,yıkaması kolay oluyor.Gezdirmesi bana ait olduğu için sürekli sabunlu bezle silinir.İşte o silinme işi beni çok yoruyor.Örtülerde leke yok,hatta beyaz bile diktim.Fakat huylandığım için,her örtü sık sık yıkanır.Eğer sokakta çimlere yuvarlanıyorsa da hemen banyo yaptırıyorum.Başka türlü temizlik olmaz diye düşünüyorum.Sevgiler.

    ReplyDelete
    Replies
    1. İstanbul'da biz gezdirirken silmesi yıkaması daha kolaydı ama Hera Datça'da serbest dolaşıyor ve gün içinde 10 kere eve girip çıkıyor. Bizim durum çok daha vahim :))

      Delete
  2. Sahildeki Ev'in sevgili sahibesi, yazınızı okuyunca kendimden ne çok şey buldum bilemezsiniz. Sizin ev halkından biraz daha kalabalık olan kuyruklu dostlarımızla aynı güzellikleri ve telaşları yaşamaktayız. Bizde de üç kedi bir de köpekcik var:) Doğrusu o beyaz koltuk kılıfları, puf puf yastıklar hep imrendiğim şeyler ama ne gezer.. Begonvilli Ev'de her şey yıkanabilir türden kumaşlarla korunmaya çalışılıyor. Çok sık yıkanıyor ama yine de bembeyaz yapacak kadar cesaretim yok. Yine de iyi ki bizimleler diyorum. Sevgiler, selamlar..

    ReplyDelete
    Replies
    1. Hakikaten iyi ki bizimleler, onlarsız hayat ne kadar renksiz olurdu...

      Delete
  3. http://evimiseviyorum-colette.blogspot.com/2012/12/avmden-naklen-yayn.html
    Sevgili arkadaşım bu benim evin salonu. Koltuklarım beyaz kılıflı. Bizi tanıyorsunuz artık. Kızlar aynen sizin ev halkı gibi,biz evdeyken Keşkül koltuğa çıkmaz ama kediler hep koltukta yatıyorlar on yüz milyon bin tane yatakları minderler olduğu halde.
    Kolyuklara beyaz kılf yapınca,tüyleri pek görülmüyor çünkü benimkiler beyaz tenli ama ah o patalar... Oturma kısmına ayrıca polar örtüyorum bir yere giderken. Bir de benim kılıflar cahilliğime verin keten ,ÜTÜ İSTİYORLAR!
    Sakın ütülenen bir şeyler yapmayın.
    Geri kalan konuda ise "yapın gitsin "diyorum. Ha bir de fotoğraflarını görmek isteriz!
    Kocaman sevgiler bizden size!

    ReplyDelete
    Replies
    1. Daha evvel bakmıştım ama şimdi yeniden inceledim, sizinkiler buradan tertemiz gözüküyorlar Bu arada ütü istemeyen kumaş işi aklıma gelmemişti ama kesinlikle öyle olmalı. Ütü zaten en sevmediğim şeydir, bir de ne kadar sık yıkanacaklarını hesaba katarsak....Tavsiye için çok teşekkür ederim...

      Delete
  4. Evvveeet... Aynı sorun bizde de var... Bıdık -kendisi pincher cinsi köpek olur, ama o bunu bilmez bizim çocuğumuz olduğunu zanneder- yağmur çamur demez, bahçede bir dolanır, doooğru benim yatağıma gidip yatak örtüsüne kendini kurular :(( Aslında kapıda elimde bezle beklersem hemen yatar temizliyeyim diye, ama o kadar çok çıkıyor ki ben üşeniyorum (çok ayıbediyorum biliyorum) yani kabahat onda değil bende... Salondaki koltuklara çıkmasını yasakladık, çıkmıyor, ama misafir geldiğinde tıpkı çocuklar gibi normalde yapmadıklarını yapıyor ve koltuklara da çıkıyor. Bizim şikayetimiz tüylerinden, her yanımız tüy, hergün yer süpür, divanın üzerini temizle..... Yani divanda yatıyor, en keyifli köşeler onun zaten. Yatağımızda yatıyor ama öetünün üzerinde, içine girmez... Ay...gevezeliğim tuttu... Yaptır beyaz kılıfları gitsin, hatta olabilirse çift yaptır, birini yıkar birini takarsın :)

    Bir de rica etsem yorumlardan "kelime doğrulama"yı kaldırır mısııın:( Bu gözler görmüyooor :(

    ReplyDelete
    Replies
    1. Öncelikle kelime doğrulamanın çıktığını bilmiyordum, hemen kaldırdım..Ben de hiç haz etmem kendilerinden iyiki söyledin...Bıdık'a buradan sevgilerimizi gönderiyoruz, istedikleri kadar çıksınlar, dolaşsınlar, canları sağ olsun onların...İyi ki varlar...

      Delete
  5. Köpeğim Ares, gece evde gündüz ofiste yaşadığından sadece yürüyüşlerde ve arabaya binerken kirleniyor.Malum mevsim kış ve bazen deniz kıyısında yürürken denize girebiliyor,dışarı tuvaleti için çıktığımızdan da patileriyle suya girebiliyor.Koltuğa çıkması yasak ama kışın koltuğa biz odada yoksak çıkıyor, oturma yerlerini örtüyorum çünkü koltuklarım bordo renkli,kılıf yaptırmak iyi fikir ama uğraşmak zor geldi çünkü benim koltuğum köşe ve yastıkları dayandıkça yumuşayıp şekli bozulanlardan, sıcaktan yazın koltuklara çıkmıyor ama kışın gece yatak örtüsüne yatıyor,bu yüzden örtüm yıkanmaktan çabuk eskiyor.Beyaz kılıf için kolaylıklar diliyorum,kir olmasa bile tüyle bol bol mücadele ediyorum.Evin bir üyesi olduğundan her derdine de katlandığımızı ekliyorum.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Hiç katlanılmaz mı onların dertlerine. Biraz zor olacak ama beyaz kılıf işini deneyeceğiz bakalım...

      Delete
  6. beyaz koltuk almayı göze alamadım,
    beyaz kılıf diktirdim...
    mevsimlere göre yastık renkleri değişiyor,
    çok da severek kullanıyorum...
    (zaman zaman da kılıfsız kullanıyorum...)
    ama keten...sık yıkanıyor ve ütüsü felaket!
    üstelik evde kedi,köpek,çocuk yok...
    bundan sonraki kılıfım kesinlikle gri ya da taba rengi olacak
    ve elbette ütü istemeyen kumaş:)

    sevgiler.....

    ReplyDelete
    Replies
    1. Gelen yorumlardan öğrendiğim keten asla olmayacak, ütü istemeyecek bir kumaş olacak. Ne güzel bu blog işi deneyip yaşayanlardan bir sürü fikir aldım,çok teşekkür ediyorum..

      Delete
  7. Adorable! I have myself a dog, a black one, called Caro. He was saved from the "maidan", is not of a noble race but we love him nevertheless!

    ReplyDelete
  8. Selam,
    Blogunuzu bir okurum sayesinde keşfettim. Benimle aynı zevklere sahip birilerini okumak gerçekten çok keyifli!:)
    Beyaz kılıf işine gelince..
    Gerçi bu zamana kadar çoktan yapılmıştır, sonraki yazıları henüz görmedim, belki görselleri bile paylaşmışsınızdır ama yine de belirteyim, ben çok memnunum. Üstelik 2,5 yaşında resim yapmayı çok seven bir oğlum var!:) Beyaz kılıfları her türlü tekstille kombinlemekte özgür olduğum gibi, bir de lekelendiği an makineye atıyorum (bazı markaların sıvı leke sökücüleri var, inanılmaz işe yarıyor) kurutma makinesinde de kırışık önleme programında kurutuyorum, ütülemeden direkt geçiyorum kanapelere, çok rahat..
    Güle güle kullanın kılıflarınızı..
    Sevgiler

    ReplyDelete