Tuesday, June 27, 2017

Özledim...


Özledim blog yazmayı.. Özledim kimi zaman burada uzun uzun dertleşmeyi, uzun uzun yaptığım projeleri anlatmayı.. Bazen de öylesine gevezelik yapmayı.. Bir şeyler yazmak istedim ama nereden başlayacağımı da bilemedim. Laf aramızda hatta fotoğrafları nasıl düzenlediğimi bile unutmuşum, neyse biraz uğraştıktan sonra buldum :)) 



Yaz mevsimine tüm hızı ve tüm sıcaklığı ile giriş yaptık Datça'da.. Geçen gün kendi kendime düşündüm, buradaki mevsimleri en sevdiğimden başlayarak sıralasam sonbahar sanırım ilk sırayı alır.. Sonra ilk bahar, kış.. Sonunculuk ise yaza kalır.. Sonbaharı seviyorum çünkü bu sıcak havalar gidip yerini hafiften insana huzur veren bir serinliğe bırakıyor, geceleri uykular daha bir rahat uyunuyor, kalabalıklar yavaş yavaş çekiliyor, deniz deseniz en güzel hali ile önümüzde salınıp duruyor.. 

İlkbahar ise her dışarı çıktığımda yeni bir çiçeğin yeniden merhaba dediğine şahit olduğum bir dönem.. Şu sıralar bahçedeki çiçekler, ekilen biçilen tarlalar hariç Datça'nın o muhteşem doğası, neredeyse yaz uykusuna çekildi. Her yer sarardı. Beni bilirsiniz evimin her köşesine koymayı sevdiğim taze çiçekler, en sevdiğim aksesuarlardır. Bu sıralarda çıktığım yürüyüşlerde genellikle elim boş dönüyorum ama Allahtan şimdilerde özellikle tarla kenarları fotoğraftaki edep çiçekleri ile dolu.. 


Nedense biz kimi çiçeklere çok güzel isimler vermesini pek becerememişiz gibi geliyor bana .. Mesela herkesin Fransız lavantası dediği o güzelim çiçeğe biz karabaş otu demişiz. Sonra yine bu dönemin en güzel yol kenarı çiçeklerinden katır tırnağı var ismini beğenmediğim.. Bir de bu edep çiçekleri.. Sanki bunlara edep çiçeği denince diğer tüm çiçekler edepsiz demişiz gibi geliyor bana :))  Bu çiçeğe en güzel ismi ise İngilizler vermiş..Queen Anne's lace yani kraliçe Anne'in danteli.. Hakikaten ince ince örülmüş çok zarif bir dantele benzemiyor mu? Latincesi ise anthriscus sylvestris

 Kırlarda şu sıralar bol bol bulabileceğiniz bir çiçek.. İsterseniz kocaman bir buket yapın, isterseniz de biraz yeşil dallarla hatta bulabilirseniz biraz renkli çiçeklerle karıştırıp koyun bir vazoya.. Güneş altında bırakmazsanız arada da kirlenen suyunu değiştirirseniz uzun süre taze kalabilen çiçeklerden biri. Tek kusuru bol bol polen döküp etrafını biraz kirletmesi ama o kadar kusur da olur, siliveririz gider değil mi?

Kendi kendime söz verdim artık daha çok buralarda olacağım. O zaman şimdilik hoşçakalın ve harika bir gün geçirin.. Kısa zaman sonra görüşmek üzere..


5 comments:

  1. Sevgili Ayşegül hanım, ben de özlemişim sizi burda görmeyi, o zarif fotoğraflar ve bilgi veren yazılarınızı :) Hoşgeldiniz... Sevgiler,

    ReplyDelete
  2. önce Ersin'i gördüm, sonra seni ohh be dedim, gelin bloga geri dönün , blog başka, sahildeki evin çiçek halleri özlemişim.

    ReplyDelete
  3. Yenden yazmaya karar verdiğin için çok sevindim Ayşegül ! Yazalım yine konuşalım , dedi-kodu yapalım azıcık ...

    ReplyDelete
  4. we missed you too. Glad you have decided to return

    ReplyDelete