Saturday, February 16, 2013

Eskiler Alırım....

Nedense eskimiş, biraz paslanmış, yıpranmış şeylere pek bir meraklıyız....Geçenlerde bir dükkanda bu iki eski tabağı görünce adeta altın bulmuş gibi sevindim. İkisi neredeyse üç para, sanki birileri görse elimden kapacakmış gibi, kimselere göstermeden satın aldım, dünyalar benim oldu...

We love old, distressed and a bit rusty stuff a lot..Recently I found these two old plates in a store. It felt like I found gold pieces.. I paid almost nothing and were quite careful not to let anybody to see them, as if they could steal them when I was in the store..



Sevgili annem bu işe bir türlü akıl erdiremiyor...Üç yaz önce eskiciden kenarları cam altı boyama yapılmış eski bir ayna aldığımda dehşete düşmüştü. Hala önünden gelip geçerken şaşkınlıkla bakar, bir türlü alışamadı.. İki yıl kadar öncede ayıla bayıla aldığım eskitilmiş bir kuş kafesini, her gördüğünde boyamamı söyler durur.. Halbuki bilse biz yeni aldığımız bir dolu şeyi eskisin diye dışarıda bırakıyoruz...Sevgili yaz başından beri 2-3 gaz lambasını doğal yollarla eskitmeye çalışırken benimde yaz sonu aldığım bir grup toprak saksı yarı beline kadar bahçede gömülmüş eskimeyi bekliyor...

My dear mother is having quite difficult time in understanding our love to this kind of stuff.. 3 summers ago I bought a very old mirror. As a mirror it was useless but there was a beautiful painted glass frame ...It is still a mystery to her why a useless mirror occupies one of the best places at home.. At another time when I purchased an old bird cage with chipped paint, she strongly advised me to paint it..I dont know what she would think if she knows our habit of leaving some of our new stuff outside just to get the desired distressed affect. Since the end of summer hubby is trying to weather  couple gas lamps while I buried a set of my new pots to the garden..

 Mumlarımız ve şöminemiz yanarken de akşam keyfi böyle bir şey oluyor işte..Gördüğünüz gibi şömineye en yakın yer Hera'nın...  

This is how our house looks like at nights with the candles and the fire...As you see the best place is always belong to our Hera...

8 comments:

  1. Merhaba, sizi bir süredir takip ediyorum, bloğunuzdan ve facebook'tan. Artık biraz da yorum yapiim dedim. Ben de Datça'ya gidip ara ara orada kalıyorum ve sadece yazın değil, Kasım ayında da orada oluyorum. Ama sürekli kalamıyorum maalesef. O yüzden yazılarınızı ve fotoğraflarınızı severek takip ediyorum. Umarım ben de en kısa zamanda oralara gelebilirim. Sevgiler.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Umarım gelirsiniz, buraların keyfi bir ayrı....

      Delete
  2. Heh he!
    Benim annem de beyaz eskitme yaptığım sehpamı görünce "buralarını neden boyamadın? " dedi.
    Hera koltuğa mı çıkıyor cıks cıks cıks!!! Bizimkiler hiççç çıkmaz :D
    Bloğumdaki fotoğraflar mı? Onlar netten alıntı canım:)

    Mutlu hafta sonları !

    ReplyDelete
  3. Merhabalar,bloguma bırakmış olduğunuz ziyaret için çok teşekkür ederim.ne iyi ettiniz ki ben de bu güzel,sade ve şık blogu keşfetmiş oldum.Yeni yayın ve yorumlarda görüşmek dileğiyle...

    ReplyDelete
  4. Konu başlığı olan eski tabakları pek algılayamadım resimlerde ama keyifli bir huzur gördüm... Belli ki Hera da görmüş...

    ReplyDelete
  5. I just discovered this other great blog of yours, and am following here too! :)
    You have a wonderful home and a great taste for beautiful things! I browsed back and found so many beautiful things which make your home a warm, cozy and very unique place! Absolutely delightful! Just my taste! :)

    ReplyDelete