Bu bir tuzak, moralimizi bozup bizi yıldırmaya çalışıyorlar. Ülkemizin yaşadığı şu zor günlerde Gençliğe Hitabe’deki görevimizi yerine getirmemiz ve Laik Cumhuriyet’i korumamız için diğer tüm meşgalelerimizi bırakmamız gerekmiyor. Zor zamanlarda en büyük düşmanımız kendi kötümserliğimiz , içimize kapanmamız ve gelecekten umudumuzu kaybetmemizdir. ATATÜRK bir yandan ülke meseleleri ile uğraşırken bir yandan Çankaya sofralarına, Çankaya Köşkünde kadın – erkek karışık danslı akşam yemeği davetleri vermeye, Florya’da yüzmeye, Savarona yatına gitmeye devam etmiş, klasik müzik dinlemiş, bir çok konuda kitap okumuş hatta bir Geometri kitabı dahi yazmıştı. Ülke sorunları ile uğraşırken bir yandan aklını başka şeylerle meşgul ederek moralini yüksek tutmuştu. Yoksa mücadele edecek gücü kalmazdı, biz de 29 Ekim 1923’ten beri Laik bir Cumhuriyet’te yaşıyor olmazdık. RB''
Bankacılık yaptığım dönemden arkadaşım Rasih, daha önce yazdığı bir yazısından alıntı yaparak, dün facebook sayfasında yukarıdaki yazıyı yazmıştı...Pazar günkü moral bozukluğundan sonra, bana inanılmaz ilham veren bir yazı oldu..Dünü son derece verimli geçirdim..Bol bol kitap okudum, müzik dinledim, yeni projelere başladım...Daha önceden bir kısmını çektiğim kuru çiçekler fotoğraflarıma yenilerini ekledim...Aslında çöpe atılmalar gerektiği bir zamanda,hiç bir şeyin bitmediğini, bitti sanıldığı anda bile bambaşka kapıların, bambaşka güzelliklerin ortaya çıktığını fısıldıyorlar bana... Rasih'in yazısına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz..
Dün geceyi de mümkün olduğu kadar televizyonsuz ve internetsiz geçirmeye çalıştım, dolayısıyla müthiş duran adam'dan bu sabah haberim oldu..Hemen çayımı koydum, internet başında yine bayağı bir zaman geçirdim...Tam artık kapatıyordum ki sevgi arkadaşım Nilgün'de aşağıdaki yazıyı yazıverdi sayfasına..Fotoğrafı ve yazısını paylaşmasam olmazdı..Sevgili Nilgün'cüm 2 yıl önce Guatemala'da şaman inisiasyonunu tamamlayan müthiş bir kadın..Bilgelik dolu Maya dünyasına bir göz atmak isterseniz, Nilgün'e de aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz...
https://www.facebook.com/MayaSamanInanci
https://www.facebook.com/MayaSamanInanci
Durmak, an'ın farkında olmak... Hiçbir meydana çıkılmadan, olduğun yerde durmak...
Gezegene bakıp kendi tüketimini durdurmak da müthiş bir eylem...
Kendi'ne bakıp, yaşadığın saatlere bakıp, tek bir günde neleri paylaştığını değil, neleri yaptığının farkındalığına varmak müthiş bir duruş... Bence tüm büyük eylemlerin başlangıç anı bir DURUŞ'tur... Bütün duranlara selam olsun!
Gezegene bakıp kendi tüketimini durdurmak da müthiş bir eylem...
Kendi'ne bakıp, yaşadığın saatlere bakıp, tek bir günde neleri paylaştığını değil, neleri yaptığının farkındalığına varmak müthiş bir duruş... Bence tüm büyük eylemlerin başlangıç anı bir DURUŞ'tur... Bütün duranlara selam olsun!
Bu sabah, arkadaşlarımın yazdıklarını paylaştım, geçtiğimiz 20 günde de mümkün olduğu kadar sayfalarımı boş bırakmamaya çalıştım..Türkiye'm enterasan ülkedir, yarım saat sonra ne olacağı bilinmez ama , Sahil'deki Ev artık normal yayınlarına dönüyor, DURUŞUNA devam ediyor.....
For my English speking friends: On Sunday Turkish pro-Islamic goverment crashed the peaceful resistance started in Turkey 20 days ago with huge police brutality..It was really heart breaking to watch the heavily armed police attacking whoever is on the streets on those day..They even attacked the hospitals and arrested the doctors who were treating the injured people...Morales were so low but last night a single man changed it all by just standing in the now famous Taksim square...You can read about him here.. He gave us all, Hope and inspiration to go on whatever happens....Unlike some of my blogger friends, I tried to post from my blog in these past 20 days believing that life should go on and mostly as a protest to Turkish media who did not resist the censorship of the government and mostly ignore what was going on... Thanks to the inspiration from the standing man, I will soon return to my regular posting....
Çok iyi geldi bu yazın ,teşekkür ederim Ayşegül!
ReplyDeleteSevgiler...
Merhaba
ReplyDeleteKomşularımızdan, farklılık yaşadığımız fikirleri yüzünden uzaklaştığımız dostlarımızdan, 2 haftaya kadar can olduğumuz arkadaşlarımızdan, halkımızdan, huzurlu giden yaşantımızdan yeterince uzaklaşmadınız mı???
Blogları incelerdik, yeni yemekler denerdik, durmadan yeni şeyler üretme derdindeydik kaç güne kadar....
Duanın gücüne sığınıyorum ....
Özledim....
Ferhat göçer'den yarabbim'i dinleyesim geliyor durmadan...
http://zeynebin.blogspot.com/2013/06/yarabbim-ferhat-gocer.html
Bakalım daha nasıl ORANTISIZ ZEKALAR Göreceğiz:)))
ReplyDeleteİyiki bu yaziyi baslatiniz ve söyleyemediklerimize tercüman oldunuz kendi adima tesekkurler blogum da Rasih han. Yazisininpaylasacagim...
ReplyDeleteYes, do stand there!Life does go on and we should be there to continue and resist for future generations!AriadnefromGreece!
ReplyDeletedaha önce birkaç bloğa yazdığım gibi insanın hayatı ve seçimleri kendi meydanıdır, kendi direnişidir. En güzel direniş ve duruş orantısız zeka, mutluluk ve sevgidir!
ReplyDeleteSlm, Gezi Parkı sürecinde içinde sizinde olduğunuz blogların durumunu irdeleyen bir post yazdım.
ReplyDeleteHaberiniz olsun istedim. Umarın beğenirsiniz.
Kolaylıklar.
Elinize, dilinize saglik; benim de duygularimi cok guzel ifade ettiniz; kalbimiz memleket ile carpiyor ve duran adami sevgiyle selamliyor ve destekliyoruz; ancak onderimiz Ata'mizi da ornek alarak inandigimiz seyleri yapmaya devam etmeli ve guzellikleri paylasmaliyiz, bende oyle yapmiyorum, yapmaya gayret ediyorum. Bu yeni sayfanizi bulduguma cok sevindim, mutlulukla takip edecegim, paylasacagim. Sevgilerimle, Ozlem
ReplyDeleteHah şöyle Ayşegül ablacığım, :) inan kelimelerinden cümlelerinden bile enerji dolduğun anlaşılıyor.Yazmayı da özlemişsin çok belli. :) Öyle olmasa dahi,biz seni özledik..
ReplyDelete