Hep söylüyorum ya, Haziran sonlarından Ağustos sonuna kadar geçen zaman Datça'da en sevmediğim aylar..Kalabalıktı, sıcaktı falan hepsi bir tarafa, asıl doğa yavaş yavaş kabuğuna çekilmeye başlıyor.. İlkbahar aylarının yemyeşil , bin bir çiçekle dolu tarlaları, yerini hüzünlü buram buram sıcaklık yayılan bir sarıya bırakıyor..Yeşillenen, çiçeklenen tek yer sulanan bahçeler..
Kimi blog komşularımla zevklerimiz birbirine çok benziyor ve eski emaye ev eşyalarına bayılıyoruz..Bir kaç zaman önce annemde ne var ne yok toplamıştım..Bunlar artık kullanılmıyor eskidi diye çoğunu atmıştım demişti...O atmasın mı, ben bile atmıştım..2 tane (hemde mavi) kulplu fincanım vardı, aman bunlarda tangır tungur şeyler diye taşınırken eski evimde bırakmıştım..Şimdi mumla arıyorum ama bul bulabilirsen...Datça'da hiç bir şey bulamıyorum diye ara ara sızlanıyorum ya size ama bakın geçenlerde ne buldum..Rengi kahverengi olsa da, şekline şemaline bayıldım..Hala da kullanılacak kadar iyi durumda ama şimdilik sadece çiçeklere ayrıldı...Çiçekler ise bu mevsimin papatyaları diyeceğim, sulanan her yerde bıkmadan usanmadan tüm yaz boyu açan Japon gülleri....
I keep telling you that the period starts from late June to end of August is my least favorite one in Datça..Apart from very high tempratures and vacationing crowds, its the time when the nature goes to deep sleep..The green fields of spring adorned with hundreds of different flowers are a thing of the past now..They are all yellow and dry, radiating just heat...The only green patches are the man made and irrigated gardens..
Like most of my blogger friend I love old enamel kitchen ware..Couple years ago I picked all the ones at my mother's home..Sadly she told me that she threw most away as they were very old...To tell you the truth I was not very fond of them myself as I left behind my blue enamel cups while I was moving home right after the university..Now I would love to have my old cups back but they are very rare and difficult to find..As we are living in a very small town, its very difficult to find certain items here but look what I found couple days ago..Well, the color is not a favorite of mine but the shape and the size is just lovely...Although it is in a very good condition, I love it as a vase for the time being...And the Japanese Roses are the most common flowers in the gardens, you could find nowadays..
Nerden buldun bu güzelliğiiiii :)
ReplyDeleteİnan bana gözüm çöplüklerde dolaşıyorum, aşağıda bir demirci var, ona hurdacı uğruyor, eğer rastlarsam hurdacının kamyonuna bile göz atmaktan kendimi alamıyorum :))
Rengi ne olursa olsun,bence modeli cidden çok şık.Güle güle kullanın. :)
ReplyDeleteBende babaanneminkilere göz koydum benim oldular cok mutluyum cooook :)
ReplyDeleteeskileri attığım için pişmanım:(((
ReplyDeleteelinize, yüreğinize sağlık güzel olmuş, hele içindeki çiçeklerin doğal olması ayrı bir güzellik katmış...
ReplyDeleteBulunamayanın kıymeti artıyor.. Çok güzel kareler!
ReplyDeleteBence rengi de hoş.
ReplyDeleteiste datcanin o en sevmediginiz zamaninda (yani yakinda) biz geliyoruz datcaya.... :-) sevim
ReplyDeletemerhaba
ReplyDeleteSevgilimin annesini ziyarete gittiğimiz bir sefer nar rengi küçücük bir şey gördüm diplerde ve tabi vuruldum.çıkartıp diplerden yıkadım parlattım içinden cin çıkacaktı neredeyse nefis bişey yumurta kaynatırlarmış eskiden içinde.
tabi benim kuzu kuzu baktığımı görünce verdi bana. dünyalar benim oldu. çok sevindim.
bir başkası da sahafta karşıma çıktı öyle dolanırken bir tas gödrüm meyve için gibi.
aldım elime sevdim sevdim sonra sordum kaç para diye 20 tl ye aldım. nefis kalemlik yaptım onu da.
ben de bayılıyorum.
kadıköyde gezdiğim antikacı eskici arası dükyanlarda sıkça görüyorum çeşitlerini fakat epey pahalılar üsküdar da da var parasına kıyıp sahip olmak isteyen olursa tarif ederim.
selam ve sevgiler