Aslında her şeyin son derece sıradan başladığı bir gündü....Bizim sürmeli gözlü küçük kuzumuz Hera sabah 6:30 gibi bizi uyandırdı....Yataktan kalkmadan onu biraz oyalamaya çalıştım, sonra kalktım giyindim, saat 7:00 gibi onu dışarıya bıraktım...Sabah işlerini yaparken bir taraftan da her zaman olduğu gibi gözüm üzerinde, Hera'da kim yürüyüş yaparsa onlara eşlik ediyor,sürekli gidip geliyor...En son kahvaltı zamanı gelip günlük peynir haracını aldı, sonra bizde günlük sıradan islere daldık..Hava bugün çok rüzgarlıydı, dışarıda yapılacak işler çok azdı, hadi bir film seyredelim dedik...
Friends who read my blog in English: Pls excuse my lack of translation in this post.. I was so exhausted when I wrote this and couldnt translate it. But in summary, today we lost our sweet Hera in the morning hours..Actually lost is not the correct word..She is leash free for the last 2 years as we are living at the beach with comfortable surroundings. The truth is she did not come home when a heavy rain shower started in the morning and we immediately realized that something is wrong as she hates rain and always seek shelter at home even at a tiny drop..
We and all our neigbours searched her all day long..As nothing comes from our efforts we thought that she is either dead or stolen...It was really tough time for us...
Later in the evening our gardeners wife heard her scrathing the door of the depot under the swimming pool..Somehow she locked in there and as we taught her not to bark at home or closed places, she did not answer to all our callings...
Well it was a hard day but the ending was a very happ one indeed....
Ejderha dövmeli kız filmini seyrederken, filmin ortalarında bardaktan boşanırcasına bir yağmur başladı... Hem filmi seyrediyoruz hem de hiç yağmuru sevmeyen Hera'nın eve gelmesini bekliyoruz..Ha şimdi gelir diye..Bizim nazlı kızımız yağmurda hiç ıslanmayı sevmez, yağmur başladı mı nerede olursa olsun koştura koştura eve gelir... Ama bugün öyle olmadı..Bir şeylerin yanlış gittiğini anladığımızda, hemen kendimizi dışarılara atıp, onu aramaya başladık
Özellikle kış aylarında O burada kalanların sevgilisidir....Kime Hera kayboldu desek, yağmura, rüzgara aldırmadan herkes sokaklara döküldü, hep beraber onu aramaya başladık... Saatler geçip bizimkinden haber çıkmayınca en kötü şeyler aklımıza gelmeye başladı..Ben bir taraftan ağlıyorum, bir taraftan da ya bir yerlerde öldü kaldı, ya da birileri çaldı diye düşünüyorum, düşündükçe de ağlamaya devam ediyorum..Sevgili etraftaki arama çalışmalarından bir şey çıkmayınca deli gibi sağa sola telefon etmeye başladı..Civar köylerden tanıdığımız herkesi aramaya başladı, bende Datça fotoğraflarını günlük olarak paylaştığımız facebook'daki sayfamıza Hera kayboldu, ne olur gören duyan varsa bize haber versin diye paylaşımlar yapmaya başladım..
Tüm bunlar olurken ara ara Sevgili ile birbirimize sarılıp, küçük kuzu kim bilir şimdi nerelerde diye ağlamadan da duramıyoruz....Hayatımızda bir dönem bitti diye birbirimiz ile hem konuşuyoruz hem teselli arıyoruz.....
En son akşam üzeri Sevgili, acaba düştü mü diye etraftaki kuyulara bakmaya gitti, bende çaresizlikten ve ne yapacağımı bilememekten koltuğa kıvrıldım bir süre çaresizlik içinde yattım, sonra kalktım Onun için bir kayıp afişi hazırlamaya başladım..
Tam afişin son düzenlemelerini yaparken bizimkinin havlamalarını duydum... Bir baktım Hera önde, bizim bahçıvanın hanımı Bedia arkada koştura koştura eve geliyorlar... Önce ıslak çimlere aldırmadan bir süre alt alta üst üste çimlerde yuvarlandık,hasret giderdik sonra Bedia'dan hikayeyi öğrendim... Meğer bizimki havuzun altındaki depoda kilitli kalmış, bizde dahil, herkes onu oralarda arasa da biz ona kapalı yerlerde havlanmayacağını öğrettiğimiz için, tahminen bizi duysa da havlamamış, taa ki Bedia akşam saatlerinde onun kapıyı tırmalamasını duyana kadar....
Çok kütü bir gündü, ama sonunda her şey tatlıya bağlandı...Küçük kuzu da şu anda dışarıda gelen geçen arabalara, motosikletlere havlamaya devem ediyor...Biliyorum hiç bir şey sonsuza kadar devam etmiyor ama umarım Allah herkese sevdikleri ile mümkün olabilecek en uzun zamanı verir...