Şimdiye kadar ki en büyük dikiş deneyimi düğme dikmekten ibaret olan ben,bir sabah kalkıp runner dikmeye karar verince, bu işi okulunda öğrenen ve süper bir terzi olan annem ve bir zamanlar bir tekstil fabrikası olan sevgili kaşlarını şöyle havaya kaldırarak derin derin bana baktılar ve her bu durumda yapılması gerektiği gibi beni kendi halime bıraktılar..
Daha önceden minder diktirdiğimiz bu kumaşın kenarlarını kıvırıp teyellemeye çalışıyordum ki,pes etmeyeceğimi anlayan sevgili yaptığım işe dayanamıyarak kumaşı aldı incecik ve milim şaşmayarak iğneleyip bana verdi, bunun üzerine en zor işi yaparak ben teyelledim..
Daha sonra ''anne bana makine çekmeyi öğretsene'' diye anneme gittim..Haftada zaten üç kez buluşup briç oynadığı arkadaşları ile, internet üzerinden haftanın 1001. briç oyununu oynayan annem, dur şu oyun bitsin ondan sonra dedi..Bekledim bekledim o bir oyun bir türlü bitmeyince, kumaşı ona bırakıp eve döndüm, sağ olsun bir kaç saat sonra makinesini çekip getirdi..
Elime aldığım zımba makinesine bakışımdan huylanan sevgili, dur o iş öyle olmaz önce şablon çıkartman lazım dedi..Ne gerek var canım işte pıt pıt zımbalar giderim deyince, hanımlar ne demek istediğimi bilirler, şablon çıkartmanın erdemleri konusunda uzun bir söylev vererek beni eğitmeye başladı ve mecburen çok sıkılsam da sesimi çıkartmadan şablon çıkarttım, sonra da doğal olarak aleti nasıl kullanacağımı öğretti..Benim açtığım her bir deliği de sonra tek tek kontrol etti..Şimdi geliyorum en gururlu anıma: Tüm saçakları ise ben, sadece ben yaptım...
İşte tüm bu çalışmanın sonunda dizaynı benim tarafımdan, dikişi ise herkes tarafından yapılmış yeni runner..
Up to now my biggest achievement in the world of sewing is only to sew couple buttons so when I announced one morning that I am going to sew a runner my mother who is a superstar in the world of sewing and hubby who had a textile factory once ,gave me that look and left me alone..
While I was working on folding the fabric and basting stiches, hubby understood the seriouness of the situation and he came and folded the fabric and pin the edges like a pro and then I made the basting stiches..
Later I went to my mom and asked her to teach me how to use the sewing machine. As she was playing the 1001. bridge game of the week with her bridge buddies on the internet, she told me to wait a bit..When I realized that she forgot me couple seconds later, I left the fabric and came back home. Couple hours late she came and gave me the semi finished product..
Later hubby taught me how to use the punch machine and asked me to prepare a template..I was sure I could do it without a template but he educated me about the proper way to make a hole on the fabric with a long speech, you know what I mean..So I had to prepare a template unwillingly..Later he checked all the punches I made...Then comes the my biggest achievement in this project and I can proudly announce that I made all the fringes by myself..
So here is our new runner designed by me and made by everybody...
saçaklar süper fikir en kısa zamanda denemem lazım ellerinize sağlık harika görünüyor
ReplyDeleteBir işin başlamasında ve dolayısıyla ortaya çıkmasında en büyük pay tasarımcının sanırım :) herkesin ellerine sağlık çok güzel olmuş.
ReplyDeleteÇok güzel olmuş elinize sağlık :)
ReplyDeleteÇok güzel olmuş,ellerine sağlık.Halat benim için vazgeçilmez bir nesne.Bu yüzden bana çok sevimli geldi.Tam yazlık evlerin havasına uyumlu olmuş bu renkler.Beyaz,lacivert kırmızı. :) Gerçekten çok beğendim.
ReplyDeleteÇok hoş bir runner olmuş. Emeği geçen herkesin ellerine sağlık :)
ReplyDeleteSaçak fikri de güzelmiş, çok yakışmış.
Ohhh harika hepinizin eline sağlık. Baş köşeye de sevimli bir kuyruklu geçmiş. En çok onu sevdim :)))
ReplyDeleteİyi günlerde kullanın, emeği olan herkesin eline sağlık.
ReplyDeleteHepinizin ellerine sağlık,mutlulukla kullanın.Herkezin el emeği olduğu için daha da kıymetlidir sizin için
ReplyDeleteHarika!!!!
ReplyDeleteçok güzel, ellerinize sağlık:)
ReplyDeleteAy anneniz çok şeker olmalı, hemde zeki,briç oymnadığına göre.
ReplyDeleteRunner çok şık, bende denesem diyorum.