Sunday, August 24, 2014

İncir fotoğraflarının ardındaki gerçekler (!)

İstanbul'dan yazdığım bu yazının başlığı gördüğünüz gibi ''İncir fotoğraflarının ardındaki gerçekler''

Title of my today's post is ''The truth behind fig photos''


İncir mevsiminde çekilen muhteşem incir fotoğraflarını görünce, bende uzun zamandır incir fotoğrafı çekmek istiyordum. Hani şu peynirle, prosciutto jambonuyla servis edilen, bal dökülen fotoğraflardan bahsediyorum.. Anlamışsınızdır siz onları.. Datça'da tadı muhteşem olsa da görsel açıdan doğru dürüst incir bulamamıştım.. Zaten biz orada sabah alışveriş yaparken, gece toplanmış inciri istemeyiz.. İncir dediğin hemen toplanmalı, üzerinden daha balı damlarken mideye indirilmeli..Tahmin edeceğiniz gibi bu aşamada da neyin fotoğrafını çekeceksiniz. İncir dediğin bir varmış, bir yokmuş misali..

Dün önünden geçerken baktım bizim manav artist gibi incirleri sıralamış. Şöyle bir yokladım, olgun da gibiler... Hemen aldım tabii.. Ben hala Datça midesi ile yaşadığımdan hemen hepsini mideye indireceğimi düşünüyorum.. Meğerse ben İstanbul'lu olmayı unutmuşum..



Öncelikle incirler olmadan toplanmış, soğuk hava depolarında falan olgunlaştırılmış, dolayısıyla da hiç bozulmadan süper star edasıyla buralarda manav tezgahlarına kurulmuş.. Görüntü harika ama lezzet desen aslının %10'u.. İncir fotoğraflarına bakınca daha önceden hiç anlam veremezdim, insanlar neden bu kadar lezzetli bir meyveyi peynirle, jambonla falan yiyorlar diye.. 4 yıl Datça'da incir yedikten sonra, İstanbul'da ilk ısırığı alır almaz nedenini anladım tabii.. Balla'da yenir, peynirle de yenir bu incir çünkü maalesef aslının sönük bir kopyası..


Gördüğünüz gibi İstanbul inciriyle, kalabalığıyla,kabalığıyla, gürültüsüyle bana fenalıklar getirmiş durumda.. Neyse ki Datça'ya , çiçeklerime, böceklerime, masmavi denizime, gökyüzüme ve şekli yamuk yumuk olsa da, daha ilk ısırıkta insana gastronomik orgazm yaşatan dalından yeni koparılmış incirlerime kavuşmama çok az kaldı. Bir aksilik olmazsa Salı günü erkenden, İstanbul'u sevenlerine ya da mecbur olanlarına bırakıp biz Datça'mıza dönüyoruz..

Beni daha keyifli bulacağınız bir sonraki yazımda görüşmek üzere..


I love looking at lovely photos of the figs during the season.. You probably know the ones that I mean. The ones served with cheese and prosciutto on a nice plate.. I always wanted to take photos like that but never have the chance as the figs we ate in Datça are not really photogenic, and we are usually eating them within a couple hours after they were picked from the tree..

Yesterday while I was shopping at the grocery in İstanbul, I found these great looking figs and of course immediately bought some.. To tell you the truth, before I have never understood while people prefer to eat such a delicious fruit with cheese and prosciutto and add honey.. But my first bite told me why.. They are probably giving you only 10% of the original taste.. As these very delicate fruits picked very early and matured in cold warehouses on the way to mass markets, they are losing most of their juice and taste..


I wish you all a great week and hopefully my next post will come from Datca on a much happier tone...




9 comments:

  1. Oldukça kalorili bir yiyeceği -aynı zamanda glikoz içerdiğinden- balla kan şekerinizi nereye fırlatır? Bilemiyorum. En iyi olduğu gibi yemektir. Yanına çavdar ekmeği alırsanız belki bir fren çekebilirsiniz. ;)

    ReplyDelete
  2. İnciri başka şeylerle birlikte yemek mi?İlk defa burda okudum. Yani acıklı bir durum.Doğru anlamışım demi.İncir dediğin tek başına yenmeli.Balı damlaya damlaya.Nasıl bir lezzetli meyvedir o.

    ReplyDelete
  3. Datça'daki incirleri tatmadan anlaşılan incir neyle yenir tam öğrenemeyeceğiz ;)

    Afiyet şeker olsun

    ReplyDelete
  4. Peynir de füme et de incire çok yakışır bence armuta da. Tatlılığını dengeler , içimizi baymaz böylece. Yoksa ben 1-2 tane ancak yerim.
    Datçadaki mutluluğunuzu, keyfini çıkarışınızı tıpkı benim İstanbul'daki mutluluğuma ve keyfime benzetiyorum . Insanın mutlu olduğu yerde yaşaması çok güzel ama bu (bana göre) dünyalar güzeli şehrin, yaşanan onca senenin hiç mi hatırı yok ?

    ReplyDelete
  5. Datça’dakiler ile karşılaştırıldığında İstanbul’da marketlerde ve manavlarda satılan incirler gerçekten lezzetsiz. İnciri yanında bal ile servis etmek aslında “bu incirin tadı yok” demek bence. İncirin peynir ve jambon ile birlikte tüketilmesi ise kişiden kişiye değişecek bir zevk meselesi. Örneğin ailem ve arkadaşlarım hayret eder ama ben elma ile birlikte kaşar peyniri yemeyi çok severim, fakat inciri tek başına tüketirim. Bazıları da üzümü peynir ile birlikte yer. Bu konu bana Vedat Milor’un birkaç yıl önce NTV’de izlediğim bir programında anlattıklarını da hatırlatıyor. Bugün Türk mutfağının vazgeçilmezleri olan domates, patlıcan, biber gerçekte Amerika kıtasına özgü sebzelermiş ve bunların kullanımına dayalı Türk yemekleri ancak 17-18nci yüzyıllarda doğmuş. Daha önceleri Türk mutfağında et yemeklerini lezzetlendirmek için meyvelerden yararlanılırmış; şeftalili kebap, erikli kebap gibi yemekler varmış ama domates gelince hepsi unutulmuş. Diyeceğim o ki, tatlı meyveler ile peynir, et gibi proteinli gıdaları birlikte pişirmek, sunmak, yemek anlaşılan eskiden beri denenen ve kimilerinin damak tadına hitap eden bir uygulama :)

    ReplyDelete
  6. incir...her durumda her şeyle yiyebilirim:)
    bu arada...incirlere yataklık eden fırıncı küreği sanırım...
    sevgiler...

    ReplyDelete
  7. Ben de dört gözle bu haftasonunu bekliyorum ağız tadıyla inciri ancak Altınoluk'ta yiyebiliyoruz biz de!
    Gerçi şu yukarıdaki fotoğraflar da öyle iştah açıcı ki köşedeki manava gitmemek için kendimi zor tutuyorum.

    ReplyDelete
  8. Bu benim hiç anlamadığım bir konu Ayşegül..
    Benim tüm hayatım İzmir'de geçti, oranın sebze/meyvesi müthiştir..şimdi de ülkenin büyük ölçüde tarım ihtiyacını karşılayan Antalya'da yaşıyorum, o yüzden peynirle, balla yenen inciri bilmem..İstanbul'dan gelen eş/dostun buradaki pazarları görünce verdiği tepki normalmiş o zaman, ben de abarttıklarını düşünürdüm..
    İncir kötü olabilir ama fotoğraflar muhteşem:)

    ReplyDelete