Friday, February 22, 2013

Portakal portakal...

Bir kaç gündür çiçekler, böcekler yayınlayıp, buralara bahar geldi diye bağırıp duruyorum ya, inanmayın şu anda Datça'da öyle bir fırtına var ki, burnumuzu kapıdan dışarı çıkaramıyoruz...Aslında balkonda çay kahve kitap yapıp, kabaran denizi seyretmenin tam zamanı...

As you know I keep saying that spring is here for the last couple days and showing you all kinds of flowers but believe me no more.. Today a really strong storm hit our small peninsula and we are forced to stay at home. Actually its a great time to enjoy the wild waves in the sea with a good book and a cup of tea from the balcony..




Hava şartlarından dolayı bugünün yapılacaklar listesinde bol bol tembellik ve 2-3 tane film seyretmek var.. Ama dün çok çalıştık..Sevgili bahçedeki beton yolu kırdı yerine yeni bir şey yaptı, bende balkondaki bir dolabı boyadım...Fotoğraflar fotoğraflamaz her iki tamamlanmış projede burada olacak...

Aslında her zaman sıkarım ama dün daha özel bir portakal suyu yapmaya çalıştım bizim çalışan ekibe..Çocukken kan portakalına bayılırdım, annemin pazardan aldıkları arasından bir tane çıksa, milli piyango çıkması gibi olurdu. Ama şimdi işler biraz daha kolay. Pazarda bir adam var, sattığı portakal hep kan portakalı çıkıyor, dolayısıyla normal sıkmalığın kilosunu 50 kuruşa alırken, bazen bir hovardalık yapıp basıyorum kilosuna 1 lirayı ve kan portakalı alıyorum..Dünde mandalinleri, greyfurtları ve normal portakalları sıktım, keyifle kan portakallarını kesmeye başladım ama kesiyorum kesiyorum hepsi normal çıkıyor...Bütün hayallerim suya düştü tabi ama pes etmedim illaki rengi farklı olsun diye içine vişne suyu ilave ettim...Sonuç bayağı bir domates suyunu andırdı ama tadı güzeldi...

Bu arada bardak niyetine boş hardal kavanozları kullanıldı ve kenarları ufalanmış tarçınlı akide şekerine batırıldı....


Because of the weather condition todays program includes lots of laziness and couple DVD in the house..But yesterday was qui te a productive day. Hubby broke the concrete wall in the garden and made something new while I was painting a garden table in the verandah... I will put both projects here as soon as I photographed them..

So for our working team I tried to prepare a special juice yesterday.. I dont know if there is a special name in English but I love red oranges which we call blood oranges here. Their red juice is my favorite since my childhood. So while I am paying something like 30cents/ kilo to normal oranges, their cost is double that price..So after squuezing all the tangerines, grapefruits and normal oranges I started to cut my blood oranges with great expectations...But alas...they did not turned to red yet..In order to hide my dissapointment I add some cherry juice to get the desired color..Although it looked like tomate juice, the taste was very good...

I used some old mustard jars and decorate them with  some crushed cinnamon candy and funny summer pipets...




14 comments:

  1. harikasınız ya:) ne kadar fırtına da olsa Datça ayrı bi güzeldir..

    ReplyDelete
  2. Hmm... nefis görünüyor portakal suları...Ben de artık bahar gelsin, bahçeyle ugraşayım, çiçek böcek fotoğraflayayım diye sabırsızlanıyorum ama az önce yine kar atıştırdı yahu! :/

    ReplyDelete
  3. I'm just coming from a Symi blog and I just read about the strong storms and gale... Enjoy your beautiful home and your delicious drinks while the storms are blowing! :)

    Thank you for your sweet purrs and prayers for little Lilli! :) She is now recovering from her surgery, she still has to be taken to the vet but she has started eating a little and she will hopefully get back to her playful, purring and talkative self very soon! :)

    ReplyDelete
  4. This comment has been removed by the author.

    ReplyDelete
  5. görüntü harika , resimler yine muhteşem. Makina olaak ne kullanıyorsunuz ?
    sevgiler

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kediciler ve köpekciler diye ayrılır ya insanlar, fotoğraf makinelerinde de Canon ve Nikon cular varmış.. Ben Nikon cuyum ve makinemede D90..

      Delete
    2. teşekkür ederim cevap için. bu gün de bir kardeşimle görüştüm o da nikon önerdi sağolun
      sevgiler

      Delete
  6. dışarıdaki fırtınaya inat,içeride çok güzel bir iklim yaratmışsın .)) her zaman kendisi için bir şeyler hazırlayan insanlara imrenirim..benim aklıma bile gelmez kan portakalı :)) yemekle pek aram yoktur..ekmek,beyaz peynir ve çay ver bana yeter:)) (bir de çikolata).. her şey güzel..resimler,içecekler,sunuş,anlatış..emeğine sağlık..ama benim de takıntım belli ; boyalar :)) şu mutfak dolaplarını bekliycem ben heyecanla .)) sevgiler

    ReplyDelete
  7. ne kadar zevklisiniz.40 yıl düşünsem böyle bir sunum şekli aklıma gelmez.

    ReplyDelete
  8. Ben de bakır kaseyi ve askılığı çok beğendim.Aslında ben de bir ara kahvehanelerde kullanılan askılardan almayı düşünmüştüm,kullanımı çok pratik olmalı :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kahvehane askımı çok seviyorum ama benden tavsiye biraz büyüğünü alın, ben evde fazla yer tutmasın diye küçük almıştım ama ancak iki kahve fincanı taşıyabiliyorum...

      Delete
  9. Yorumlar begeniler cok guzel.Etrafa sizin gibi bakabilen guzel insanlarin sayisi keske artsa.Her seyden hemen sikilan her seyi hemen degersizlestiren insanlar da dunyayi guzel gorebilseler ve gorebilsek keske...

    ReplyDelete
  10. Fikirler şahane,tertemiz insanın içini ısıtan harika bir blog,bayılıyorum...elinize sağlık.

    ReplyDelete
  11. Oh so pretty! Love the jars with juice in them and the sparkly stuff on the rim. Thanks for linking up x

    ReplyDelete