Tuesday, September 29, 2015

Sonbaharlık birşeyler, kurulama bezleri ve Ares...

Aslında aklımda bu fotoğrafları çekmek yoktu... Artık biliyorsunuz Sahildeki Ev neredeyse tüm yıl boyunca mavili beyazlı bir dekora sahip. Sadece yılbaşı zamanı biraz kırmızılanıyor o kadar.. Ama bu yıl yaz aylarının çok sıcak geçmesinden midir nedir, şöyle sonbahar dekoru, sonbahar renkleri arıyorum etrafımda..


Yastıklar aslında yastık değil.. Yeğenimiz İngiltere'den gelirken getirmiş bu üçlü kurulama bezlerini.. Uzun zamandır bayılırım kimi kurulama bezlerinin üstündeki desenlere.. Yurt dışında harika çeşitler oluyor ama artık bizde de bulunmaya başladı.. Tahmin ederim sizinde vardır deseninin güzelliğinden dolayı kullanmaya kıyamadığınız kurulama bezleri.. İşte bu kuşlu da daha ilk gördüğüm anda bu katagoriye girdi.. Şu anda bir yastığın üzerinde duruyor ama bir kaç güne kadar kendisi gerçek bir yastuk kılıfına dönüşecek.. Tavsiye ederim sizde bakın dükkanlardaki kurulama bezlerine.. Elinizden de biraz dikiş geliyorsa, çok uygun fiyata harika yastık kılıfları hazırlayabilirsiniz..


Yastıklarımız tamamlanınca, evdeki elmalar hop bir sepete kondu, karşı tarladaki sazlıklardan da bir kaç tane kesildi. İşte buyrun size en kolayından, en uyduruğundan bir sonbahar dekoru:)) Bir şeylermi eksik kaldı.. Hiç sonbaharın serin günleri kedisiz olur mu.. Çağırırız bizim minik Ares'i o işi de hallederiz.. Bu arada minik oğlum annesinin bloğu için ilk kez poz verdi.. Hestia Ablası gibi sabırlı değil ama fena da olmadı değil mi?

Keyifli, serin serin ve sağlıklı sonbahar günleri diliyoruz hepinize..


I usually dont decorate for the fall as this house mostly blue and white all year round.. But this year, maybe due to the long and hot summer I want to see some fall decoration around me.. As I dont have much to use, I made some cushions from tea towels, found some different plants from the beach, put a basket full of apples and here it is.. Fall at the beach house plus our darling kitten Ares.. Here he posed for the first time for my blog.. His attention span is much shorter than his big sis Hestia but he still made a pretty good job..

Enjoy the beautiful fall days..





Monday, September 28, 2015

Emaye aşkı son hız...

Valla, şu son haftalarda çok özledim blog yazmayı.. Önce feci giden sıcaklar nedeniyle doğru dürüst fotoğraf çekememiştim, sonra İstanbul'a gittik geldik, misafirlerdi şuydu buydu derken uzadı da uzadı yazmam.. Ama aklım hep burada ve çekeceğim yeni fotoğraflardaydı..

Bir 15 gün daha misafirlerim var aslında ama bugün artık onlara bekleyin beni biraz ben sofra kuracağım ondan sonra ne yaparsak yapalım dedim.. Emayelerimle şöyle hafiften sonbaharı yansıtan fotoğraflar çekmek istiyordum..


Artık mutfakta neredeyse her şeyim emayeye dönmeye başladı.. Yemek yediğimiz tabaklar, fırın tepsileri, kap kacak, aklınıza ne gelirse.. Sağlıklı olmasının yan sıra, emaye sunumların şıklığını da ayrıca seviyorum..Ve işin en güzel tarafı da bir zamanlar tüm bu tabak çanağı bavullara doldurup özene bezene yurt dışından taşırken artık neredeyse her türlüsünü, her rengini rahat rahat burada da bulabilmek..


Emaye konusunda yenilikleri takip ettiğim en iyi site ise Refika'dan.. Bu masada da tamamen onların ürünlerini kullandım..  Şimdi Refika Birgül'ü, harika tariflerini, televizyon programlarını, yemek kitaplarını bilmeyen yoktur her halde.. Ama bu markada onun benim için çok önemli olan bir ortağı daha var. Bahar Kitapçı.. Benim bildiğim Refika Birgül'ün neredeyse tüm yemek fotoğraflarını o çeker.. Fotoğraf çekmeye ilk başladığımda onun fotoğraflarını deli gibi inceler, onunkilere benzer fotoğraflar çekmeye çalışırdım.. Aslında hala bakarım, neyi nasıl koymuş, hangi ürünleri kullanmış, nasıl bir hikaye anlatmaya çalışmış..Kendisi bilmese de fotoğraflarının sıkı bir fanıyımdır anlayacağınız:))



I miss writing on my blog so much.. Before it was so hot to take any photos, then we went to İstanbul and then I had guests at home.. I still have some guest for the coming 2 weeks but this morning I told them that I am going to take some photos at home and they should wait me a bit..

So I tried to set a fall table with my enamelware.. Its still so hot here so summer continues so it was a bit difficult to set a fall atmosphere:)) 

All the emamelware I used here are from the company Refika'dan..





Wednesday, September 16, 2015

Yazmak...

Neredeyse 40 yıla yaklaşıyor,günlük tutuyorum.. Günlük derken her gün oturup yazmak mümkün değil.. Bazen yıl geçmiş yazmamışım. bazen aylar... Bazen de her gün sayfalar dolusu yazmışım da yine de yetmemiş..

Mutluluklarımı paylaşmışım, üzüntülerimi.. Kimi zaman o sayfalar dertleştiğim en yakınım olmuş, kimi zamanda en büyük terapistim.. Ama günlük tutmanın en güzel tarafı ne derseniz, kesinlikle bir süre sonra dönüp onları okumak derim..


Bugün 50 yaşında bir kadın olarak, 20'li, 30'lu yaşlarımdaki Ayşegül'ün ,dertlerine ortak olmak, mutluluklarını paylaşmak paha biçilemez.. Bazen en sürükleyici romanlar gibi elimden düşüremiyorum, garip değil mi?  

Ama galiba insan başka hayatları okurken değil de en çok kendi hayatını okurken öğreniyor.. En başta her şeyin geçici olduğunu öğreniyorsun.. En büyük mutlulukların da, en büyük üzüntülerin de.. Bir zamanlar seni tamamen etkisine almış bir olayı, hatta bir insanı, ki neredeyse bir defter bitirmişsindir üzerine, bir kaç yıl sonra hiç mi hiç hatırlamaman ne ilginç değil mi..

50 yaşın getirdiği tecrübelerden olsa gerek çokça da gülüyorum bir zamanlar ki Ayşegül'e, ay ne salak bir şeymişsin sen bir zamanlar diyorum, 60 yaşında belki de bugünkü Ayşegül'e güleceğimi bilerek..

İyi geliyor bana tüm bunları okumak, ve yine yazmaya devam etmek.. Yazarken bile hiç bir şeyi fazlaca kafama takmamayı hatırlatıyorum kendime.. biliyorum ki her şey geçici, onun için en güzeli her ne olursa olsun geçeceğini bilerek, şu anda yaşamak, şu andan keyif almak..

harika bir gün diliyorum herkese..

NOT:: Daha yazacaktım aslında ama son paragrafta hoplayıp Ares geldi yanıma. Ben tuşlara bastıkça o da basıyor, iki kişi zor oluyormuş yazmak .))




Sunday, September 13, 2015

Yavaş yavaş içerilere..

Sabahları ve akşamları sonbahar kendini hissettirse de, öğle saatlerinde hala klima açtırtacak kadar yaz sürüyor hala Datça'da... Ama yavaştan yavaştan içerilere de taşınmaya başlamadık değil.. İşte TV odası/misafir odası olarak kullandığımız odayı da dağınık yaz hallerinden çıkartıp biraz biraz serin havalara göre hazırladım bu hafta sonu..

Huzurla geçirelim bu yeni haftayı...



Although mornings and evening are much cooler, summer still continues at Datça.. During noon times we are still seeking the comfort of AC..

But still we are slowly and slowly moving inside.. So this weekend I prepared our TV room/guest room for cooler days.. 

Enjoy the new week...





Friday, September 4, 2015

Emaye aşkı bir başkadır...



Bazen zaman ne kadar çabuk geçiyor değil mi?  İşte yine haftasonuna geliverdik bile..  Keyifle, neşeyle, bol bol dinlenerek geçirelim bu kıymetli günleri.. 
Bu sıralar yazılarımı yazmayı, fotoraflarımı düzenlemeyi sabahın erken ve de serin saatlerinde yapıyorum.. Bu sabahta sizlere yeni emayelerimle günaydınlar..
Çok seviyorum emaye kap kacakları.. Sofralara, mutfaklara ayrı bir renk, ayrı bir güzellik katıyorlar.. Biraz dikkatle, biraz özenle kullanılırsa da son derece sağlıklı ürünler.. 



Bu sabah soframı şenlendiren emayeler Lunart'ın.. Tamamen Türkiye'de harika şeyler üretiyorlar.. Aslında firma yetkilisi ile ilk tanışmamız biz emayesever Hanımların en büyük şikayetini iletmeye çalışırken oldu.. Kullananlar bilir özellikle bardakların sap kısımları fazlaca ısındığı için kullanırken rahatsızlık yaratır.. Ben bu konuyu firmaya iletmeye çalışırken, öğrendim ki, bizleri oldukça rahatsız eden bu konuyu  bir kaç aya kadar çözüyorlarmış.. 

Kullanmaya başlayınca, çok kısa bir süre sonra bağımlılık yapmaya başlayan, porselen yemek takımlarını falan kenara attıran emaye dünyasına şöyle bir bakmak isterseniz Lunart'a buradan ulaşabilirsiniz..


For the last couple years I love using enamelware in my kitchen.. With all their beautiful colors, they are so much fun to use.. I added some more enamel to my ever growing collection from the Turkish enamel producer Lunart..

Enjoy your weekend..

Wednesday, September 2, 2015

Serin akşamlar..


Dün öğleyin bu fotoğrafları çekerken, sıcaktan şıpır şıpır terliyordum, ama fotoğrafları düzenlediğim ve yazımı yazdığım sabahın bu erken saatlerinde ise balkonda kalınca bir peştemala sarınıp oturuyorum ve bir taraftan da sıcacık adaçayımı yudumluyorum  inanırmısınız.. İşte Eylül-Ekim'de bizim buraların bu havasını seviyorum.. Hem sonbaharı yaşıyoruz, hemde hala yazın doya doya tadını çıkartıyoruz..


Geçen Şubat ayında bilmem hatırlarmısınız kısa bir Tunus seyahati yapmıştık.. Tunus'ta en çok bizim peştemallardan yapılan çift kişilik yatak örtülerine, pikelere bayılmıştım.. Oradan aldığım yatak örtüsünü buradan görebilirsiniz.. Buraya döner dönmezde özellikle ilk bahar aylarında acaba bizde de varmı diye araştırmaya başlamıştım.. 

Ancak ne yazık ki sadece tek kişiliklerini bulabilmiştim..




Geçen hafta baktım ki peştemallarını da severek kullandığım Denizli Concept te çift kişilik pikelerde var.. Tabiki bir adet turkuaz renklisi hemen kargoya bindi ve Sahildeki Ev'e sonbaharın serin gecelerine yetişti.. Fotoğraflardan siz tam dokusunu göremeyebilirsiniz ama kalın dokunmuş puf puf kullanması çok keyifli.. O normal pikelerin sertliği yok.. Tunus'tan aldığımın renklerini de çok beğenmiştim ama kumaşı çok hoşuma gitmediği için pike olarak pek kullanamamıştık.. Yalnız bizim gibi tüylü çocuklarınız varsa pek üzerine çıkartmayın çünkü tırnakları ile iplik çekebiliyorlar..

Bu yaz bilmem fark ettiniz mi peştemallarda ne kadar güzel renkler ve yeni yeni desenler piyasaya çıktı.. Şimdi önümüzdeki yaz için beklentim aynı renklerin, aynı desenlerin bu yatak örtülerine - pikelere uygulanması..

Sesimi duyuyorsunuz değil mi Denizli tarafı :))
Keyifle geçsin bu gününüz..


I am kind of addicted to Turkish towels with all their beautiful colors, stripes, designs and textures.. I use them at the beach and at home as table cloth, throw or as wraps on cooler days.. But I always wanted much bigger ones to use as bed cover on summer days..  Smaller ones for single beds were available for a while but I finally found the ones for double beds.. They were so good to use, much better than the usual bed covers and they are available at Denizli Concept..

I hope they will produce them in diffrent designs for the coming summer..




Tuesday, September 1, 2015

Eylül ayında neler yapmalı...

Bu yazın son 1,5 ayı o kadar sıcak oldu ki, başlığı atar atmaz Eylül ayında yapılacak olarak ilk aklıma gelen şey, inşallah yakında serinleyecek havaların bol bol tadını çıkartmak oldu..

Evet bugün Eylül'ün ilk günü ama hala gece ve gündüz çok sıcak.. Neyse bu durum bir tarafa Eylül ayı benim en sevdiğim aylardan biridir.. Ne kadar güzel olsa da tatil ayları bitmiştir, sıcaklar azalmış, bizim buralarda kalabalıklar şehirlere dönmeye başlamıştır.. Şimdi işte o tembel yaz aylarında kafada dönüp dolaşan binbir projeyi yavaş yavaş hayata geçirmeye başlama zamanıdır.. Serinleyen havalarla dinçleşme zamanıdır.. Eylül'de neler yapmalı derseniz..



  • Yazı ailecek kocaman bir parti ile uğurlamalı.. en sevilen yaz yiyecek ve içeceklerini hazırlayıp bir piknik, yada kalabalık bir haftasonu yemeği yapmalı..
  • Balkonlarda bahçelerde geçen güzel zamanlardan sonra yavaş yavaş içerilere taşınma hazırlığı yapmalı.. Evi temizlemeli hafiften aksesuar değişikliklerine gitmeli..
  • Sıcak geçen yaz aylarından sonra, erken kalkıp serin sabahların tadını çıkartmalı..





  • Eğer hala tatile gitmeyen varsa, bir fırsatını bulup Akdeniz'e kaçmalı, Akdeniz'in en güzel mevsimini yaşamalı..
  • Bu ay içinde okulların açılmasını fırsat bilip, çocuklara okul alışverişi yaparken, fırsattan yararlanıp kendi kırtasiye alışverişimizi de yapmalı.. Bayılıyorum ben şahsen okullar açılmadan kırtasiyecileri dolaşıp alışveriş yapmaya..
  • Gündüzler hala bir süre yazı aratmayacak olsa da, serinleyen akşamlar için hafiften ince kazakları, kapalı ayakkabıları gün yüzüne çıkartmalı..




  • Artık iyice serinlemeye başlayacak akşamlarda sevgili ile elele tutuşup ayışığı altında yürümeli..
  • Sararıp yere düşmeye başlayan o güzel sonbahar yapraklarından toplamalı, en güzellerini evde bir panoya asmalı..
  • Yaz aylarında kafada dönüp dolaşan diy projelerini yavaş yavaş hayata geçirmeye başlamalı,, Mesela geçen Eylül ayında hafiften boyalarımı çıkartıp bunu ve bunları yapmışım



  • Yağan ilk Eylül yağmurlarıyla, şemsiyeyi kapıp sokaklara çıkmalı, uzun uzun dolanmalı..
  • Kuru çiçeklerden, kuru yapraklardan, mevsim meyvelerinden düzenlemeler yapmalı, sonbahara hoş geldin demeli..
  • Zaman zaman kendi içimize dönüp, önümüzdeki sonbahar ve kış aylarında yapmayı planladıklarımızı, yapmamız gerekenleri netleştirmeli, yavaş yavaş takvimimizin sayfalarına dökmeli..




  • Akdeniz ve Ege sahillerinde yaşayanlar hiç bir fırsatı kaçırmadan denizi ve güneşi ile bu en güzel zamanı doyasıya yaşamalı..
  • Yaz aylarında pazarlardan, köylülerden aldığımız yada tarlalardan topladığımız bitki çaylarının tam zamanı.. Demleyip demleyip bol bol içmeli..
  • Yavaş yavaş yazlıkları kaldırırken eskiyen, küçülen yada bir kaç yazdır giyilmeyen kıyafetleri ayıklayıp öyle kaldırmalı..




  • Yeni mevsim için vitrinlere bakmalı, alınacakları kafaya yazmalı.. Sonra eve gidip o kafaya yazılanlara bir daha bakmalı, ihtiyaç olmayanları listeden atmalı..
  • Yaz boyunca tatillerimizde topladığımız, aldığımız ufak tefek şeylerden kış bıyu içimizi ısıtacak bir yaz köşesi hazırlamalı..
  • Domates salçaları, biber salçaları hazırlamalı, derin dondurucuları yazın son güzelleri ile doldurmalı..




Bu yazımda hepsini geçen yıl Eylül ayında çektiğim fotoğrafları kullandım.. Bakalım bu Eylül bu bloğun sayfalarına ne güzellikler getirecek.. Ben de merakla bekliyorum..

Geçen yıl yazdığım sonbahar yazılarından bir demet okumak isterseniz..
Balkonda son günler için buraya
Sonbahara doğru için buraya ve
bu güzeller buzdolabına için buraya bakabilirsiniz..

Her zaman olduğu gibi keyifle sağlıkla geçirelim bu güzel ayı..