Hadi size küçük bir itiraf... Bloğum benim için etrafımdaki küçük şeylere dikkat etmemi, küçük dokunuşlarla farklılıklar yaratmamı, hayatımı küçük küçük keyifli anlara bölmemi sürekli hatırlatan bir şey.. Mesela bugün.. Hava şıpır şıpır sürekli yağıyor, bulutlar griden gri beğen hallerinde... Kasvetli sıkıcı bir gün işte..
Hiç canım istemese de, yağmurluğumu ve çizmelerimi giydim Hera'nın hatırına kısa bir yürüyüş yaptım.. Yandaki tarlanın kenarında bu yeşil bitkileri gördüm.. Hep renkli çiçekli bitkiler topluyorum ama bunlarda çok farklı geldi bana.. O sırada Hera her zaman olduğu gibi arsada otlamakta olan inekleri, boğaları havlayarak taciz ettiği için, birisi bizi kovaladı.. Bizi derken aslında Hera'yı kovalıyorlar ama o fırt diye kaçtığı için en büyük heyecanı ben yaşıyorum..Sabah yürüyüşü, sabah koşusuna dönüveriyor bazen anlayacağınız..
Hafiften yorulmuş, biraz ıslanmış halde eve dönünce çayın altını yaktım.. O ısınana kadar, çiçeklerimi yerleştireyim dedim.. Annemden aldığım eski kavanozlardan birinde çok güzel durdular, kavanozun kenarına da biraz dantel parçası tam oldu.. Aslında hiç niyetim olmasa da, ah bunu bloğa fotoğraflamalıyım dedim..
Kuru kuru çiçek olacak değil ya, hadi gel çaylarımızı balkonda içelim, biraz keyif yapalım dedim Sevgiliye.. Madem keyif yapacağız şöyle güzel bir şeylerde içmek lazımdı çayı..Anne çay takımı çıktı, bahçeden mis gibi bir iki limon koparıldı ve işte blog için fotoğraf çekeyim derken, bizim sıkıcı gri günümüz aydınlanıverdi.. Seviyorum bloğumu...
I love noticing little things in my life.. Love making small touches and love creating happy moments.. And to tell you the truth, my blog is giving me such a big reminder for me to do all these..
Like today.. It was a rainy and gray day here.. Although I didnt feel like it, I took a short walk with our dog Hera.. Noticed these green plants at a nearby field.. They were rather different and I picked a bunch..
A bit wet and tired , I decided to have some tea.. After putting the green plants on an old jar, I felt like taking some photos.. So I created this small tea party for me and hubby at the balcony.. Thanks to my blog, we created some special and bright moments on a dark and boring day.. I love my blog..
Bayıldım... Oralarda yağmur bile güzel. Bugün İstanbul yine asık suratlı. Bir de üstelik hasta olunca insanın kıpırdıyası gelmiyor içinden. Blog yazmak ya da takipteki blogları okumak keyif veriyor. Sevgiler.
ReplyDeleteBiz de sizin blog yazılarınızı, o harika görsellerinizi çok seviyoruz:) Bu minnak güzelliklerden burada da çok sık karşıma çıkıyor. Hiç olmasa 3 kere kesin fotoğraflamışımdır onları. Türkiye'de de olduklarına çok sevindim. Gelip geçerken onlarla konuşur severim, çok cici geliyorlar bana. Hava yağmurlu ve kasvetli de olsa insanın içi apaydınlık olunca güzel oluyor asıl yaşamak! O fincanlarda çay içmek de ayrı bir keyiftir eminim, bol muhabbetler, şahane, güneşli günler diliyorum. Neyse ki artık bahara doğru ilerliyor günler, ne mutlu bize!
ReplyDeletebende seni takip etmeyi, bu iç açıcı fotoğrafların ile insana yaşama sevinci veren yazılarını okumayı seviyorum!
ReplyDeletehep buralarda kal!
herayı de benim yerime bi öpüver olurmu:)
sevgiler,
katılıyorum blogun yazana katkılarına,ben de dogdugum,buyudugum uzun yillar yasadigim sehrimden baska bir sehre gidince ;ailem,dostlar,yürudugum sahil,gittigim sergiler,kahve icmeyi sevdigim yerler izmir'de kalınca,çok bunaldim sonra Nil geldi,ardindan onun icin yaptiklarimi biriktirdigim blog!artik daha az arar oldum eskiyi,paylastikca daha cok uretiyorum,seviyorum ben de bu isi!
ReplyDeleteGri bir İzmir gününde içim açıldı fotoğraflarınla..
ReplyDeleteAnnemler de Datça'da yaşıyorlar ve onlara çok özeniyorum.Umarım bizde ilerde İstanbul'un bu yorucu hayatından kurtulup Datça'da yaşama şansını yakalarız.O zamana kadar bloğunuzda ki güzel yazılarla Datça hasretimizi gideriyoruz teşekkür ederiz :) Sevgiler...
ReplyDeleteThe plant is Euphorbia, very popular with flower arrangers because it is such a vibrant green. Be careful when picking though as the sap is very irritant.
ReplyDeleteNe güzel yaptın da paylaştın Ayşegül! Benim için de blog yazmak böyle bir şey...Güzellikleri paylaştıkça hafifliyor insan sanki :)
ReplyDeleteAnne çay takımı da pek güzelmiş, bu kadar incesi zor bulunuyor. Bol keyifler...
Ah hiç güleceğim yoktu! :) Ama insanın aklında canlanınca o anlar, ister istemez tebessüm sarıveriyor. Keyif görselleri de siz kadar bizi de mutlu etmeye yetti. Sevgilerimle...
ReplyDeleteBloğun ilk yıllarında ben de aynen böyleydim. Basit bir şey şölene dönüşüveriyordu. Sonradan kanıksamaya başladım ve bu beni deli ediyor, eski enerjimi nasıl geri getiririm onun derdine düştüm resmen:))
ReplyDeleteSenin yazdıklarını okuyunca mest oldum, umarım hiç kaybolmaz bu enerjin hiiiiiçççççççççççç....
Ben de hem senin aileni hem de bloğunu seviyorum💕 Lütfen bu isteğini hiç kaybetme, bende eski heyecan kalmadı çünkü !
ReplyDeleteGerçekten öyle, daha süslü tabaklar, daha süslü bir ev ve üşenmeden hep daha özenli bir gündelik hayat sağlıyor bu uğraşı..Hep canlı, hep diri, hep deli saraylı :))
ReplyDeleteheyecanımı kaybediyordum tam,yazını okuyunca içim ısındı.son derece sevdalı bişekilde izliyorum seni,lütfen hera'yı bi öpüver,
ReplyDeletesevgiler
Blogla ilgili duygularıma tercüman olmuşsun :) çay takımınada bayıldım nasıl zarifler.
ReplyDeleteSo nice to see it is green somewhere in the world. Winter is wearing thin here.
ReplyDeletesizin bloğunuzu ziyaret etmekten her zaman keyif alıyorum.fotoğraflarınızda,yazılarınızda hep bir huzur var..sevgiyle kalın:)
ReplyDeleteAnne çay takımın da tam tanımına uygun... Sen fotoğraflayınca pek güzel görünmüşler yada ben yaşlanmışım ve burun kıvırdığım bu porselen takımları artık çok beğenmeye başlamışım... Sevgiler...
ReplyDelete"Bahçeden mis gibi bir iki limon koparıldı" yazmışsınız bayıldım ya, ne güzel bir duygu!..
ReplyDeleteSiz bloğunuzu , bizlerde sizi sevmeye devam!..
Sevgilerimle...
Ebru
Bayılırım anne çay takımlarına :) Ama sizin fotoğraflarınıza ayrı bayılıyorum. Sahilde yağmur daha bir kasvetli oluyor nedense ama o masada , o fincanlarla çay içerken kasvet kalkmıştır inşallah. Afiyet olsun :)
ReplyDeletebayilarak paylastiklarinizi izliyorum:)
ReplyDeletedolasiyorum,,,evinizde,,bahcenizde,,,cevrenizde..
sevgiler sahildeki guzel eve...
Sabah yürüyüşünüz pek bi tanıdık geldi:) Yalnız Hera'nın bizim Kurt Kız kadar gürültücü ve hiper aktif olduğunu sanmıyorum. Bizimki iki ay önce başıboş bırakılmış tavuklara bir dalış yaptı ve sonuçta iki aydır kolumdaki kırıkla uğraşıyoruz:(
ReplyDeleteO yeşil bitkiyi tanıyorum. Koparınca beyaz süt gibi bir sıvı çıkar. Elinizi kızartabilir. Her bitkide bir güzellik var değil mi? Kıvrım kıvrım, sarıdan yeşile geçiş tonlar harika. Fotoğraflar çok güzel. İlk karede Hera'yı görmek ayrıca bir güzellik. Begonvilli Ev'den sevgiler, selamlar..
sevginiz enerjiniz bloğunuz asla bitmesin ...kucaklıyorum sizi
ReplyDeleteFotoğraflar harika, bir de badem ağaçları çiçekliyse hala bir kaç fotoğraf çekseniz benim için :) Özledim köyümüzü (Palamutbükü).
ReplyDeleteo kadar güzel resimler ve anlattıkların; bu soğuk, puslu ve sıkıcı Eskişehir havasında ilaç gibi geliyorsun, bana inanılmaz enerji veriyorsun. Bu arada çaydanlıkların da dikkatimi çekmiyor değil; hepsi çok zevkli ve harikalar; ellerine ve zevkine sağlık... Ünver
ReplyDeleteYine çok güzel fotoğraflar...İnsanın baktıkça içi açılıyor...Yanlız çektiğiniz otun adı sütleğen otudur..Koparınca sütü çıkar ve zehirlidir..kesinlikle tadı bakılmamalıdır...Ama annem çocukken ablamın elinde çıkan siğillere sürerdi..Siğillere iyi gelir.Ama o kadar zehirli ki sütleğen otu ile balık avlıyorlar maalesef ....sütleğen otunda ki zehrin, sudaki oksijeni bloke edip, balıkların bayılmasını ya da ölmesini sağlayan ve bu suretle su yüzüne çıkıp kolayca avlanıyorlar...ama son yıllarda yasaklandı bildiğim kadarıyla...Biraz fazla konuştum ama...Sevgiler...
ReplyDeleteyine çok güzel fotoğraflar anne çay takımları da başka bir güzellik ben de annemde porselen cam ne varsa topladım evimde kullanıyorum blog yazmak üzere demişsin tam da böyle birşeyler yazacaktım bloğuma ayağımda alçı var evden çıkmamalıyım 15 gün evimi sevmesem zor benim gibi insanlar için evde olmak çok hareketli yaşamayı seviyorum hayatı 5 yaşına bir oğlum var onunla hayat olduğundan hareketli ilk ayağımı alçıya aldıklarında artık kursa gidemiyecegim diye üzülmüştüm sonra ama benim bloğum ve çokk beğenerek takip ettiğim bloglar var dedim bu güzel blogların başında sizin bloğunuzda var en çok sizinde bir can yoldaşınızın olması Hera , bizim de bir golden retriever cinsi bir can dostumuz var adı Biber neyse blog dünyasını seviyorum
ReplyDeletefarkında olmadan bir üsteki yazıyla aynı cümle ile başlamışız :)
ReplyDelete