Datça'da yılın en güzel zamanlarından biri daha başladı.. Yarımadanın en önemli ürünlerinden biri olan badem ağaçları Şubat ayının ilk günlerinden beri usul usul açmaya başlamışlardı.. Bugünler de ise hepsi gelin gibi beyazlara büründüler ve kar yağmayan Datça'da bize kısım kısım kar yağmış gibi harika manzaralar göstermeye başladılar.. İşte bugün bu manzaralar eşliğinde bana Datça hakkında en çok sorulan iki soruya buradan cevap vermeye çalışacağım.. Belki insanların istedikleri cevaplar olmayacak ama cevap işte...
Beni bir süredir buradan yada diğer sosyal medya kanallarından izliyorsanız biliyorsunuzdur ki her yorumu mutlaka okusam da, her yoruma cevap yazamıyorum ama bana her sorulan soruya eğer gözümden kaçmamışsa mutlaka cevap veriyorum.. İşte en çok sorulan soru ise açık ara önde olan Datça'da nerede kalalım.. Tabii benden istenen güzel, temiz, denize yakın, konforlu, hesaplı vs vs olması.. Bu soru her halde deyim yerindeyse on yüz milyon kere soruldu bana ve hepsine de cevap vermeye çalıştım ama bünye bir yere kadar dayanıyor tabii.. Öncelikle ben Datça'da hiç otelde kalmadığım için, kendi deneyimlemediğim bir yeri, bir şeyi tavsiye etmiyorum.. İlk zamanlarımda buraya gelecek kişilere yardımcı olmak için iyi diye duyduğum otelleri, pansiyonları yazmaya çalışıyordum, ama sonra bir kaç kişiden sanki ben turizm acentasıymış gibi şikayetler almaya başladım.. Ayşegül Hanım siz tavsiye ettiniz gittik ama şöyle şöyle oldu falan filan..
İşte bu nedenden dolayı artık nerede kalalım sorusuna cevap vermiyorum.. Bir de tabii işin başka boyutu var, bana verdiğiniz sipariş listesindeki temiz olmalı, güzel olmalı, konforlu olmalı, hesaplı olmalı maddeleri kişiden kişiye çok değişen bir şey.. Benim için çok güzel olan bir şey, sizin için olmayabilir yada bana hesaplı gelen bir şey size çok pahalı gelebilir... Benim için en büyük konfor kalabalıklardan uzakta olmak iken sizin için bambaşka bir şey olabilir...
Eğer hiç bilmediğiniz bir yerde tatil yapmaya gelecekseniz oteller konusunda yapmanızı önerebileceğim tek bir şey var.. Booking.com sitesinden Datça otelleri kısmını inceleyin, yazılan yorumları otellere verilen puanları tek tek okuyun ve bütçenize uygun olan bir yeri seçin.. Biz yurt içi yurt dışı her tatilimizde otel kararımızı booking.com sitesini inceledikten sonra veriririz ve şimdiye kadar da bu konuda bizi üzen bir sonuç ile karşılaşmadık.. Bu arada belli bir yere karar verirsiniz ama konumu, lojistiği ile ilgili aklınıza takılan bir iki soru olabilir o zaman tabiki sorun bana.. Eğer biliyorsam mutlaka cevap veririm..
Bana ikinci en çok sorulan soru ise Datça'da yaşamak isteyenlerden geliyor.. Ama bu çok mevsimlik bir soru.. Kışın büyük şehirde yağmurlu, soğuk, gri günlerde trafiğe takılıp azap çekmeye başlayanlar alıyorlar ellerine klavyeyi ve başlıyorlar bana büyük şehir hayatından ne kadar sıkıldıklarını yazmaya.. Sonra da malum sorular.. Datça'da iş var mı? Datça'da konumu güzel, denize yakın, uygun fiyatlı satılık ve kiralık evler nerede ve kaça vs.. Dediğim gibi bu çok mevsimlik bir soru çünkü yaz ayları geldiğinde bu soruyu bana soran hiç kimseye rastlamıyorum.. Öncelikle Datça'da iş olanakları çok kısıtlı..Her yerde satabileceğiniz özel bir beceriniz yoksa neredeyse imkansız.. Hele şehirde beyaz yakalı işlerde çalışıyorsanız ve burada da aynı şeyi devam ettirmek istiyorsanız imkansız kere imkansız...
Birde tabii pılınızı pırtınızı toplayıp bu taraflara gelmek istiyorsanız, bu konuda ciddiyseniz öncelikle gelin kış aylarında mutlaka görün buraları.. Yaz aylarındaki deniz, güneş, tatil lay lay lom üçlüsünden çok farklı olabilir kış ayları.. Gelmişken de bana uzaktan sorduğunuz kiralık ev, satılık ev ve iş durumlarını yerinde inceleyin.. İnceledikten sonra isterse kafanızda bin tane soru olsun hepsini sabırla cevaplarım söz.. Demem o ki, önce biraz siz çalışın sonra benden istediğiniz her yardımı dileyin.. Belki şimdi bana bu soruları soranlardan okuyan varsa kızıyordur, ne olur sanki cevap versen eline mi yapışır diye ama sırf Datça'ya taşınma hayali olanlardan aldığım mail sayısı son iki ayda nerede ise 70-80 civarı desem durumu anlarsınız belki.. Tabii bir de burada bahsetmediğim bir sürü başka başka sorular da var.. Ben bana sorduğunuz soruları cevaplamayı seviyorum ve çoğu kezde Sahildeki Evi okuyanlar, takip edenlerle bu sorular vasıtası ile birebir tanışma şansım oluyor.. Ama dediğim gibi armut piş ağzıma düş yapmayn lütfen..
Birde Datça yada başka bir sahil kasabasına yerleşmek isteyen ve benim bu konudaki deneyimlerimi merak edenler var ki, onlara hiç bir sözüm yok hatta kimilerinize buradan uzun bir yazı sözüm var biliyorum unutmadım.. Onlar benim en ciddiye aldığım kesim.. Çünkü ev yada kira fiyatlarından önce biz orada yapabilirmiyizin cevabını arayanlar.. Dediğim gibi en kısa sürede bu konudaki sorulara da buradan genel bir cevap yazmaya çalışıyorum..
Keyifle geçsin bu haftasonunuz ve gerçek bir görsel şölen için önümüzdeki yıllarda Şubat ayı ve Datça'da badem çiçeklerini ajandanıza almayı ihmal etmeyin..
Milyon kere haklı olduğunu biliyorum çünkü benzer sorulara ben de sıkça maruz kalıyorum. Emlakçıyı aradan çıkarıp satılık bahçeli ev almak isteyen kişiler bizim buraların aslında İzmir'in bir ilçesi olduğunu üstelik müstakil evin apartman katına göre en az 2-3 misli pahalı olduğunu bilmemezlikten geliyorlar. İlk başlarda ben de oturup ciddi ciddi araştırıp cevap yazıyordum ama sonra ... Sonrasını sen de biliyorsun!
ReplyDeleteBir de Ayşegül ben sıkıldım çok belki geçer bir süre sonra ama acaip sorulardan sıkıldım. Kedilerime kafayı takanlardan , el işlerime kafayı takanlardan ne bileyim sıkıldım işte...
Çok doluymuşum sen de yazınca patlayıverdim . Kusura bakma !
Sevgiler 💖
Güzel bir yazı olmuş elinize sağlık :) benim merak ettiğim şey ise hastane doktor olayları yani hastalandığımızda yakınlarda bir kuruluş var mı? yoksa Muğla ya falan mı gidiliyor ? cevap için şimdiden teşekkürler
ReplyDeleteMaalesef burada en büyük sorun o.. Yeni bir hastane yapıldı ama nedense bir yıldır açılmasını bekliyoruz.. Şu anda sağlık ocağından biraz hallice bir hastane var Datça'da.. Ama Marmaris o konuda iyi.. Devlet hastanesinin yanında özel hastanelerde var.. Ahu Hetman ve Yücelen.. Yücelen 'de SSK geçtiği için biz orayı tercih ediyoruz..
DeleteCevap için teşekkür ederim, bu aralar üzücü günler geçirdim annemi kaybettim internete fazla giremedim şimdi sitenize göz atarken cevabınızı geç de olsa gördüm , yeni hastaneniz umarım bir an önce açılır sizlere de kolaylık olur sevgiler..
DeleteThis comment has been removed by the author.
ReplyDeleteAyşegül hnm kendinizi çok güzel ifade etmişsiniz. Ben geçen yıl Datça ile tanıştım ve aşık oldum. Artık her yıl mutlaka orada olucaz. Ve tabiki biz de orada yaşamayı çok istiyoruz. Ama doğru zaman ve finansı ayarlamak bizim sorumluluğumuzda. Hergün paylaşımlarınız sayesinde kendimi Datça da hissedebiliyorum. Teşekkürler
ReplyDeleteBende çocukluğumdan beri datça tatilcilerindenim evlendikten sonra eşimi de alıştırdım vazgeçilmezimiz oldu iyice :) bizde oraya kaçmayı düşünenlerdeniz tabi klasik olarak emeklilik hayali olarak :) o büyülü şehirde yaşamak umarım bize de nasip olur.... Sevgilerle.
ReplyDeleteBayıldım ege mize .bahar gelmiş
ReplyDeletefotoğraflar harika :) Ben de Bodrum da yaşıyorum ve maalesef bu sorularla çok karşılaşıyorduk ilk başlarda, sanki biz emlakçı ya da turizm acentesiyiz, ne bileyim otelleri :) Uygun kiralık ev bulursam da ben tutarım zaten :)
ReplyDeleteÜstüne bir de şikayet geliyordu, şu otel dediniz kötüydü gibi, artık yakınım değilse cevaplamıyorum :)
Ayşegül hanım iyi günler blogunuzu begenerek zaman zaman takip ediyorum.Özellikle geri dönüşüm konusunda,hem fikir olduğumuzu söylemeliyim,bugün ki yazı konunuza gelince haklısınız ne yazık ki her konuda böyle genelde başkaları söyleyince insanlara cazip geliyor.Keşkebbiraz okuyup araştırsa ne istediğini bile bilmeden balıklama hiç bir şeye dalmaz.Sonuçlarına da bir bedel öder,yada kimseyi suçlamaz Sizi takip etmeye devam ederken aranza yeni katıldlğımı blog'uma bir kahve içimi uğrarsanız sevinirim
ReplyDeleteAyşegül hanım iyi günler blogunuzu begenerek zaman zaman takip ediyorum.Özellikle geri dönüşüm konusunda,hem fikir olduğumuzu söylemeliyim,bugün ki yazı konunuza gelince haklısınız ne yazık ki her konuda böyle genelde başkaları söyleyince insanlara cazip geliyor.Keşkebbiraz okuyup araştırsa ne istediğini bile bilmeden balıklama hiç bir şeye dalmaz.Sonuçlarına da bir bedel öder,yada kimseyi suçlamaz Sizi takip etmeye devam ederken aranza yeni katıldlğımı blog'uma bir kahve içimi uğrarsanız sevinirim
ReplyDeleteBana ise çok kibirli bir yazı geldi. Keşke hiç yazmasaydınız ve keşke hiç cevap vermeseydiniz; keşke biz sizi huzurlu kasabanızda mutlu mesut yaşayan birisi olarak resmetseydik hep.. Olmamış Ayşegül Hanım.. Üzgünüm sizden bu sözleri duyduğum için.. 2012'de size mail attığımda ne kadar içten cevap verdiyseniz şimdi de bir o kadar soğuk, ilgisizsiniz.. Her büyüyen, popülerleşmiş ve ilgi odağı olmuş bir blogger gibi kibirlisiniz..
ReplyDeleteSevgiler,
Nihan.
Nihan hanım biraz önce size özür dileyerek neden özelden yazdığınız mesaja geç cevap verdiğimi yazdım.. Sonra yine 10 günden sonra buraya geldim ve kibirli olduğumu öğrendim.. Ne kadar kolaymış hemen insanları popülerlikle kibirli olmakla yargılamak.. Sadece teesüf ederim size..
DeleteYazıyı okuduktan sonra hiç yorum yazma niyetinde değildim. Çünkü kimseye böyle bir soru sormamıştım, elimizin altında internet varken, insanları böyle sorular için rahatsız etmek abesti benim için.
ReplyDelete@day dreamer in yorumu üzerine yazıyorum bunu.
Bana göre hiiiç kibirli bir yazı değil kesinlikle. Çok yerinde ve gerekli bir yazı olduğunu -yurdum insanını iyi bildiğim için- düşünüyorum. Nasıl bunalttıklarını çok iyi tahmin edebiliyorum ki, yukarıda Nilgün hanımcım da yazmış zaten. :(
Hatta bence 'hakkımızda' diye bir link başlığı açıp, bu yazı orada durmalı. Bende düşündürdüğü ilk intiba bu. Bu yazdıklarınız aşağılarda kalacak ilerde ve insanlar yine size sormaya devam edecekler çünkü.
Sevgili Begonvilli ev'in oradan badem ağaçlarını görmek için linke tıklayıp gelmiştim halbuki.
ReplyDeleteBizim Kocaeli'n deki evimizin küçük bahçesinde bir tanecik badem ağacı var.
Hiç meyve vermedi ama bu sene havaların ılık gitmesinden dolayı bize uzun süreli bir görsel şölen yaşatmakta. Genelde, hava hemen bozar o da çabucak görüntüsünü değiştiriirdi.
Bugün oğlumla arkamızdaki Samanlı dağlarında sırf açmış çiçekler için bir gezinti yapacağız. :)
Okuyunca ne kadar net bir insan dedim. Zaten seviyordum daha bir sevdim.😊
ReplyDeleteOkuyunca ne kadar net bir insan dedim. Zaten seviyordum daha bir sevdim.😊
ReplyDelete