Taa Endonezyalara kadar giderde, garip gurup her şeyi denemeye meraklı olan ben, Kopi Luwak kahvesi almadan ve sonrada sanal da olsa bunu size denettirmeden dönermiyim sanıyorsunuz...Bu sabah'ta benim sütlü kahvem Hera ile kısa bir deniz yapıp geldikten sonra, hemen koyu bir Kopi Luwak yaptım. Ben aslında sıkı bir çaycıyımdır ama bugün güne kahve ile başladım işte...
Endonezya seyahati öncesi Amerikalı bir kadının Kolombiya'ya yerleşip kahve yetiştirmesini sonra da orada lezbiyen olduğunu keşfetmesini anlatan bir kitap bitirdim.. Böyle garip gurup kitapları nereden bulup okuyorsun derseniz, 2 yıl önce hayatımdaki en iyi yatırımlardan birini yapıp bir kindle e-kitap okuyucu aldım..Amazon'da sağ olsun her gün 3-5 kitap bedava veriyor..Bedava mal baldan tatlıdır misali şu anda kindle da beni bekleyen 200 civarı okunmamış kitabım var ve arada böyle farklı hayat deneyimleri de çıkıyor işte...Her neyse konuyu fazla dağıtmadan ; işte bu hanım kendi yetiştirdiği kahveyi öve öve bitiremezken, Kopi Luwak'ın başarısına şaşırdığını ve aslında hiç tatmadığı için ne diyeceğinide bilmediğini yazmış, ve okurlarından deneyen olursa sonucu kendine bildirmesini istemişti..Hemen seyahat öncesi, daha önceden de duyduğum bu kahve, bir kitap vasıtasıyla tekrar karşıma çıkınca birazcık dolarları döküldük tabiki..
Endonezya'nın Sumatra adasında yabani kediler olgunlaşmış kahve meyvesini yedikten sonra tam hazmedemeden dışkı olarak dışarı atıyorlarmış..İşte sonradan bu kahve çekirdekleri tek tek toplanıp, iyice yıkanıp temizlendikten sonra da dünya piyasalarına sürülüyormuş...İşin ilginç tarafı yılda bu kahveden sadece 450 kilo üretilebiliyorken, dünyada Kopi Luwak adı altında her yıl tonlarca kahve tüketilmesi..Birde tabii getiri artınca bu güzelim yabani kedicikleri artık kafeslere koyup zorla kahve meyvası ile beslemeye başlamışlar..
Bir hayvansever olarak benim ilk tercihim yabani kedilerden üretilen kahve bulmaktı...Benim tersime farklı şeyler deneme konusunda çok daha az maceraperest olan Sevgili, her ne kadar yaa bunlar şimdi vahşi ise daha çok boklulardır dese de, yabani hayvanlardan yapılan bir kahve markası bulundu, sorduğumuz Endonezyalılarda en iyisi budur diye referans verince, 150 gramına yaklaşık 38 dolar civarı bir para vererek bu kıymetli kahveye sahip olduk..Artık hakikaten gerçeğimidir bilmiyorum ama her halde şansımız bunu dünyanın başka bir yerinde satın almaya göre daha yüksektir diye düşünüyorum...
Şimdi gelelim tadına..Dediğim gibi çay, özellikle yeşil çay her koşulda ilk tercihimdir ve bir çaysever olarak diyebilirim ki kötü bir kahve değil ama öyle muhteşem bir şeyde değil..Ve bana göre kesinlikle iyi pişirilmiş sade bir Türk kahvesinin keyfini veremez..Ama kokoreç sever bir milletin evlatları olarak denendi, görüldü, akılda kalmadı ve şimdide bizi ziyarete gelen maceraperest dostlarımıza ikram ediliyor...
As a curious type to taste strange things, I had to try world's most expensive coffee, Kopi Luwak during our trip to Indonesia... It is made from coffee beans eaten, partly digested and then excreted by a wild cat. Indonesians are only able to produce 450 kgs of Kopi Luwak every year but its well known fact that, thousands of coffee shops are selling tons of this coffee every year..So there are many many counterfeits around...And again its known that when the farmers see the big bucks they put these lovely animals to vages and started to force fed them...
As an animal lover my first priority was to find wild Kopi Luwak beans, and when the Indonesians said OK to this brand we paid abot USD 38 to 150 gr..I still dont know if it is the real thing or not but assuming that our chance is higher in Indonesia then to buy it elsewhere in the world...
Well, I am definitely a tea person, so I am not the best to judge but the taste is avarage, and I can still say that nothing can beats the taste of a black Turkish coffee..
photo:wikipedia
Bu da denizden yeni çıkmış haliyle benim sütlü kahvem..Kafa asla ıslatılmaz ve eve bol bol kum getirmeyi de hiç ihmal etmez...
And this is my favorite sweet coffee with milk just out of the sea..As you can see she never wets her head but never forgets to bring lots of sand to home..( Here she is watching me photographing the coffee)
:) Aklıma The Bucket List geldi. Morgan Freeman'ın bu kahvenin hikâyesini anlatırkenki kahkahasını unutamam.
ReplyDeleteAfiyet olsun. Pek sevimli bir öyküsü olmasa da çok akıl çelici görünüyor. ;)
bir kahve sever olarak,
ReplyDeletebir çok kahve denememe karşın bu kahve ile ilk kez karşılaştım ...
oğlumun Kolombiya seyahatinden getirdiği kahvelerle mutlanıp dururken, aklıma
kahve düşürdünüz...satın alıp,denemekle en güzelini yapmışsınız,ben de bir kahve keşfettim
sayeniz de...
I too love strange new foods, but I am not sure I would like to drink coffee taken out from an animals ...pooh!Anyway!The dog is lovely! I too like Greek (Turkish,Byzantine) coffee but my best is strong filter coffee!AriadnefromGreece!
ReplyDeleteOooy oy,şimdi geleydim,bi kahve içeydim.Seni tanıyaydım....Diye diye bir gün olacakmış gibi geliyor bana:))
ReplyDeleteSevgiler.
Ayşegül selam,
ReplyDeleteKopi Luwak'ın ne olduğunu Bucket List'te öğrenmiştim, Jack Nicholson bu filmde Kopi Luwak tutkunuydu:))
Benim de tercihim ilk olarak yeşil çaydır, bilhassa da nanelisinden -sakıncalı olmasına rağmen- günde 4-5 fincan rahat içiyorum. Bir de Starbucks'ın Naneli Americano'sunu haftada 3-4 kez mutlaka tüketirim.
Türk kahvesini ise asla yarensiz içmem, çünkü muhabbetle çok farklı oluyor:)
Afiyet olsun.
Sevgiler
Afiyet olsun, bizde pek birseye benzetememistik tadini - fiyati goz onunde bulundurulunca ;) Asla Turk kahvesinin yerini tutamaz :)
ReplyDeleteBirde ufak bir duzeltme yapayim ayip olmazsa, yabani kedilerden degil gelinciklerden elde ediliyor kahvenin orjinali ;)
Bir kahvesever olarak oldukça merak ettim açıkçası :)).
ReplyDeleteBir kahve sever olarak bu kahveyi duymuştum,tadını çok da merak etmeme rağmen elde ediliş biçimi pek bana uygun değil :) Size afiyet olsun,sevgiler.
ReplyDeletebir gezi programında izlemiştim hatta sunucu hayvanı gördükten sonra kahveyi içememişti :) kesinlikle çok ilginç olmakla birlikte deneyemem diye düşünüyorum
ReplyDeleteŞimdiye kadar okuduğum en ilginç bilgi...çok ilgimi çekti, biraz araştırma yapacağım. İlk defa duydum Ayşenur, çok teşekkürler paylaştığın için. Sadece Endonezya da mı peki?
ReplyDeleteKahve hiç içmem ama hikayesi çok keyifli geldi.
Sevgiler
yabani kedilere yapılan ise şaşırtmadı, para için, tüketim için herşeyi yapan tek canlı insan:( ne yazık.
ReplyDeleteThis comment has been removed by the author.
ReplyDeleteAyşegül ben de senin gibi çaycılardanım. Ama bu kahvenin lezzetini de her zaman merak etmişimdir. Yine de Türk kahvesinin hakkını teslim etmek gerek, gerçekten dünyadaki en iyi kahvelerden.
DeleteThe preparation of green coffee beans is awkward but the product is quite effective to loss weight.
ReplyDeleteThis is mainly due to chlorogenic acid.
Thanks
Finn Felton
Kopi Luwak
internette 100 gr. ı 100 dolar diyorlar,siz 150 gramını 38 dolara almışsınız bence sahte olması muhtemel
ReplyDeleteBenim merak ettiğim şu hikayesinden bahsettiğiniz Kolombiyaya yerleşen kadının hayatını anlatan kitabın ismi lütfen ??
ReplyDeleteRisking Everything: Coming Out in coffee land Yazarı: Elizabeth Worley
DeleteBen de şöyle bir şey duymuştum. Malum Endonezya uzun yıllar sömürülmüş bir ülke (hala da çok farklı sayılmaz). Beyaz adamlar kahveyi buranın yerlilerine ürettirirken içmelerine de izin vermiyor. Bu insanlar da kahvesiz ne yapacağız diye düşünürken bu Luwak kedisinin ya da hayvanının dışkısından çıkan kahveyi keşfediyorlar. Beyaz adam ne içiyorsunuz siz bakayım diye ellerinden alıp deniyor. Ve tabii ki duruma el koyuyor.
ReplyDelete